Examples of using "聞きました" in a sentence and their turkish translations:
Ona soru sordular.
kendisiyle daha yeni evlenmiştik,
Robert'ın hasta olduğunu duydum.
Kazayı duydun mu?
- Dün yangını duydun mu?
- Dünkü yangını duydun mu?
Bu sabah radyodaki haberi duydun mu?
Aslanların kükremesini duydunuz mu?
Dünkü yangın hakkında duydun mu?
Haberi duydun mu?
- Bu hikayeyi daha önce duymuştum.
- Bu hikâyeden daha önce haberim vardı.
Fiyatı sordun mu?
Tom, Mary'ye John'un nasıl olduğunu sordu.
Milli diyet tartışmasının yayınını dinledin mi?
Oğlumun keman çaldığını duydun mu?
Sonezaki'de birçok çift intihar olduğunu duydum.
Radyodaki haberi dinledin mi?
Tom'un neden olduğu sorunarı duydum.
bu toplulukların inanılmaz hikâyelerini dinlerken bile
Babanı dinledin.
Ona şimdi ne yapmak istediğini sordum ve dedi ki,
Kazayı dün ilk kez duydum.
"Ne oldu?" küçük beyaz tavşan sordu.
- John'a olanları duydun mu?
- John'un başına geleni duydun mu?
- John'a olanı duydun mu?
Aramızda kaybolan, aramızda görünmez olan,
Bana İngilizce konuşup konuşamadığımı sordu.
O, kazayı duyduğunu söyledi.
- Tokyo ve Osaka arasındaki mesafenin yaklaşık on kilometre olduğunu duydum.
- Tokyo ve Osaka arasındaki mesafe yaklaşık 10 kilometreymiş diye duydum.
Bu arada, Mary'nin işinden ayrıldığını duydun mu?
Onun yurt dışı yatırımlarda çok deneyimli olduğunu duydum.
utancın sesi beni azarladı,
O kelimeyi ilk kez duydum.
- Ancak dün kazadan haberim oldu.
- Düne kadar, kazadan haberim yoktu.
...zirveye ulaşmayı başardılar.
Hikayeyi duydum.
Ona dışarı çıkıp çıkmayacağını sordum.
ve sordum "Sizinle çalışmak için ne yapmalıyım?"
Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
Bu cinsiyetin acemisi olduğumdan arkadaşım Jen'e
Bir kadının çığlık attığını duydum.
Onun meşgul olup olmadığını sordum.
Tom'un iş bulup bulmadığından haberin var mı?
Bay Inoue'nin o otelde kaldığını duydum.