Translation of "Brilham" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Brilham" in a sentence and their turkish translations:

Brilham no escuro...

Karanlıkta ışıyorlar.

Brilham ao luar.

Ay ışığında ışıyorlar.

Os corais brilham.

Mercanlar ışır.

Muitas estrelas brilham nos céus.

Birçok yıldız gökyüzünde parlıyor.

As estrelas brilham no céu.

Yıldızlar gökyüzünde parıldıyorlar.

Os olhos delas brilham de alegria.

Onun gözleri neşeyle parıldıyor.

Os olhos deles brilham de alegria.

Gözleri sevinçle parlıyor.

Os olhos de Tom brilham de alegria.

Tom'un gözleri eğlence ile parıldıyor.

Seus olhos brilham quando ela está feliz.

Mutlu olduğunda gözleri parlar.

As ruas brilham sob o sol da primavera.

Sokaklar bahar güneşinde parlıyor.

Por que os olhos dos gatos brilham no escuro?

Neden kedilerin gözleri karanlıkta parlar?

As pessoas, como os metais, só brilham na superfície.

İnsanlar, metal gibi, sadece yüzeyde parlar.

Desconhece-se porque os escorpiões brilham sob a luz ultravioleta.

Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.

E não são só os corais que brilham. Há muitas espécies fluorescentes no recife.

Işıyan tek şey mercanlar da değil. Resifte yaşayan her çeşit yaratık yapıyor bunu.

Capacetes brilham, eu não tenho o meu, agora nosso equipamento repousa com os navios. ”

Miğferler parlıyor, benimki yok, şimdi teçhizatımız gemilerde yatıyor. "