Translation of "Passam" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Passam" in a sentence and their turkish translations:

Eles passam muito tempo juntos.

Birlikte çok zaman harcarlar.

Atletas profissionais passam horas treinando.

Profesyonel sporcular antrenmana saatler harcarlar.

Eles passam a noite juntos.

Onlar geceyi birlikte geçirdi.

Erros desta natureza passam facilmente despercebidos.

Böyle hatalar kolayca gözden kaçırılırlar.

Muitos alemães passam férias na Espanha.

Birçok Alman tatile İspanya'ya gidiyor.

- Você e o Tom passam muito tempo juntos?
- Vocês e o Tom passam muito tempo juntos?

Tom'la beraber çok zaman geçiriyor musunuz?

Os macacos passam horas nesta nascente termal.

Makaklar, bu termal havuzda saatlerce kalır.

Passam a noite aqui todos os anos.

Her yıl geceyi burada geçirirler.

Tom e Mary passam muito tempo juntos.

Tom ve Mary beraber epey zaman geçirdiler.

passam somente 25% da palestra falando sobre fatos

sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

Algumas famílias passam as férias perto da praia.

Bazı aileler tatillerini deniz kenarında geçiriyorlar.

Centenas de jardineiros minúsculos... ... que passam a noite acordados...

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

Os trens passam com mais frequência do que os ônibus.

Trenler otobüslerden daha sık gelirler.

As pessoas andam pela calçada. Os carros passam pela rua.

İnsanlar kaldırımda yürür. Arabalar caddeleri geçer.

- Ambos mãe e filho passam bem.
- Mãe e filho estão bem.

Anne ve çocuk her ikisi de iyi yapıyor.

Tem recetores especiais que detetam ondas de pressão de peixes que passam.

Vücudundaki özel pullar geçen balıkların yaydığı basınç dalgalarını algılıyor.

Muitas pessoas acham que as crianças não passam tempo suficiente brincando fora de casa.

Birçok insan çocukların dışarıda oynayacak yeterli zamanı harcamadıklarını düşünüyorlar.

De dia, os elefantes passam a maior parte do tempo a alimentar-se à sombra.

Filler gündüzleri vakitlerinin çoğunu gölgede beslenerek geçirir.

Dizem que as meninas passam mais tempo preocupando-se com o visual do que os meninos.

Onlar kızların nasıl göründükleri ile ilgili endişelenerek erkeklerden daha çok zaman harcadıklarını söylüyorlar.