Examples of using "ухо" in a sentence and their turkish translations:
Tom kulağını duvara dayadı.
Kulağıma bağırmayı bırak.
Tom'un bir kulağı sağır.
Kulağıma bağırma.
Bir kulağım sağır.
Tom'un kulağı ağrıyor.
Tom kulaklarından birini deldirdi.
Tom'un delinmiş bir kulağı var.
Delik bir kulağım var.
- Dedem biraz ağır işitiyor.
- Dedem duymakta biraz zorluk çekiyor.
O onu kulağıma fısıldadı.
Tom'un sağ kulağının sol kulağından çok daha büyük olduğunu hiç fark ettiniz mi?
Tıraş olurken kulağını yaraladı.
Kulağıma bağırma.
Tom sol kulağını deldirdi.
Tom sol kulağından sağırdır.
Onun kulağına bir şey fısıldadı.
Kulağıyla kapıyı dinledi.
Neden kulağına elliyorsun?
- Onun kulağına tatlı ama anlamsız şeyler fısıldadı.
- Kulağına güzel ama anlamsız sözler fısıldadı.
Onun kulağına "Seni seviyorum" diye fısıldadı.
Tom, Mary'nin kulağına fısıldadı.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı.
Mary, Tom'un kulağına bir şey fısıldadı.
Tom, Mary'nin kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şey fısıldadı.
- Onun kulağına bir şeyler fısıldadı.
O tekrar küpeyi kulağına takmaya çalıştı.
Eğer sağ kulağını deldirirsen bu eşcinsel olduğun anlamına gelir.
Müzik kulağım yok.
insan kulağının duyamayacağı frekansta sesler çıkarıyorlar
Tom'un Mary'nin kulağında bir şey fısıldadığını gördüm.
Tom Mary'ye doğru yürüdü ve kulağına fısıldadı.
Tom zor işitir.
Ona cebir ev ödevini açıklamaya çalıştım ama o bir kulağından girdi diğerinden geri çıktı.
Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.
Tanrı'nın kendisini sevenler için hazırladıklarını hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.