Examples of using "'¡oye" in a sentence and their turkish translations:
'Hey!'
Hey, John.
Hey, beni dinle.
Hey, bekleyin!
Birisi beni duyuyor mu?
Beni duyan var mı?
Beni duymuyor musun?
Hey, gitme.
Hey, çok eğlenmek istiyor musun? Bizimle gel.
Tanrı, duamı duy.
Tom hiçbir şey duyamıyor.
Dinle, ne biliyorsun?
- Bugün nerede olduğuma bak.
- Bak bugün neredeyim.
Hey, seninle konuşmak istiyorum.
Hey, sen!
Hey, neden ağlıyorsun?
Hey, aptal olma!
- Allah'ım, yalvarmamı duy.
- Allah'ım, ricamı işit.
güneşten gelen zararlı ışınları hey yıl %10 daha az süzüyor
Hey, buraya gel.
"Hey, sen köle çocuk!" "Kim ben mi?"
Hey! Kimse cümlelerimi çevirmiyor.
Hey Tom, seninle konuşmak istiyorum.
Hey, Tom, görüşmeye başla.
- Hey! Odamda ne yapıyorsun?
- Hey! Odamda ne yapıyorsunuz?
Ya kerata! İşte burası bizim bölgemiz!
Hey öpücüğünü unuttun. Üzgünüm, anahtarlarınız.
"Hey, yalnızsan, telefonu elinden bırak,
Bazen insanlar bunu duyduğunda
Hey, nereye gidiyorsun?
Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.
Hey Tom, o senin kedin değil mi?
Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.
hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu
Hey, şikayet etmekten vazgeç.
Tom bu şarkıyı her duyuşunda ağlar.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
"Will, neden içkiyi bir kenara bırakıp olumlu bir şey
Hey, sen! N'apıyorsun?
Lütfen söylediğimi dikkatlice dinle.
Orgazm farkıyla ilgili bir şeyler duyuyoruz.
Fred yüksek sesli müzik duyduğunda, rahatsız olur.
Söylemek zorunda olduğum şeye kulak ver.
Hey! Seni burada görmeyi beklemiyordum. Dünya küçük, değil mi?
- Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle "Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi?" dedi.
- Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. "Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?"
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.