Translation of "Siyasi" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Siyasi" in a sentence and their arabic translations:

Siyasi bir gösteri gördüm.

لقد رأيت أنها حيلة سياسية.

"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler

ما يمكن وصفهم بـ"السجناء السياسيين"،

Normalde siyasi konulara girmediğiniz

وابذلوا جهدًا للتعامل مع شخص

Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler

ترون هذه المشكلات الاجتماعية والسياسية،

Ve iyi bir siyasi azimle

ومع إضافة إرادة سياسية جيدة،

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

يجب أن تبقى المسائل السياسية مستقلّة تماماً.

siyasi af kapsamında Fransa'ya döndü

بموجب عفو سياسي.بعد

Ya da siyasi bir toplantıya katılmak,

أو أن أحضر اجتماعاً سياسياً،

Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri

أكثر من أيّ شيء، شخصاً ينقل أفكاراً كنّا نناقشها دائماً مجتمعين

Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.

بطبيعة الحال، سخر المعارضون السياسيون مني.

siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.

لكنها ببساطة تتعلق بانتمائنا للأطياف السياسية المختلفة.

Beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde

والتغيرات التقنية والسياسية والاقتصادية الغير مسبوقة،

Diğerleri, siyasi tutuklulardan çok şey öğrendiler.

تعلّم السجناء العاديون الكثير من السجناء السياسيين.

Daha sonrasında ise bir siyasi partinin

ثم حزب سياسي

Bir devrimden daha siyasi bir şey yoktur.

لا أعرف عملاً سياسياً أكثر من الثورة.

Bunlar istatistiksel veya siyasi reklam aracı hâline geldiğinde

عندما يأتي ذلك على شكل إحصائيات أو إعلان سياسي مباغت،

Buna ister siyasi bir hata, yanlış bir adım

سواء تريد أن تسمي هذا

İşte bir siyasi partinin sosyal medya kampanyasını yaparken

أثناء القيام بحملة إعلامية اجتماعية لحزب سياسي، خاصة في

Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.

ويشعر الناس بالإهانة حين تقول إن السياسة تصبح في النهاية فوق القانون.

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

فهذه الحركات السياسية صنعت مجدها بأفكار

Özel sorunları tartışmakla siyasi meseleleri tartışmak aynı şey değil.

الجدال بشأن المسائل السياسية والمسائل الخاصة مختلف.

Prempter nedir daha önce siyasi olaylarda da gündeme gelmişti

ما هو المقصد الذي كان على جدول الأعمال في الأحداث السياسية من قبل

Küçümsemeye çalışan bir toplumda siyasi bir davranıştır, bir başkaldırıdır der.

في مجتمع يهدف الى جعل الناس غير قابلين للتغير.

İki kişi aynı siyasi davayı paylaşınca çift olmak daha kolay.

لكن من السهل أن يرتبط الرجل والمرأة إن كانا يتشاطران قضية سياسية.

Aidiyet ile siyasi aidiyet arasında ayrım yapmadılar ve bir ülkeye

والانتماء السياسي وخسروا الاثنين لما قيموا انتمائهن

Ama bugün, Venezüella hem siyasi hem de ekonomik açıdan rezalet.

المؤسسات الديمقراطية والاقتصاد في فنزويلا اليوم في حالة فوضى

Neredeyse iki ay kadar sonra, bir başka siyasi gösteri daha gördüm.

بعد شهرين تقريبًا، رأيت حيلة سياسية أخرى.

Ve böylece üzerimizde siyasi hâkimiyet kurup ekonomik açıdan bizi sömürmek istediler.

للسيطرة علينا سياسياً، وبهذه الطريقة، السرقة منا اقتصادياً.

İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.

‫سواء كنا في المنزل أو في المدرسة‬ ‫أو في العمل أو في الساحة السياسية،‬

Daha doğrusu kanunların belirli bir siyasi dönemin donmuş ifadesi olduğu söylenince alınıyorlar.

أو أفضل من ذلك، إنّ القانون هو التعبير الجامد للزمن السياسي.

siyasi açıdan şüpheli bu generallerle olan bağları Berthier'in kendisini mercek altına aldı.

وضعت العلاقات مع هؤلاء الجنرالات المشتبه بهم سياسيًا برتيير نفسه تحت الأضواء.

Libya Siyasi Diyalog Forumu'nu seçti . İki bin yirmi bir yılının beşinci şubatında

المنعقد في جنيف برعاية الامم المتحدة. في الخامس من فبراير من

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

وفرت الأزمة لضباط الجيش والساسة الموالين فرصة للربح