Translation of "Bırakması" in English

0.008 sec.

Examples of using "Bırakması" in a sentence and their english translations:

- Sami'nin esrarı bırakması gerekiyordu.
- Sami'nin esrar içmeyi bırakması gerekiyordu.

Sami needed to quit smoking weed.

- Sami'nin sigarayı bırakması gerek.
- Sami'nin sigara içmeyi bırakması gerek.

Sami needs to quit smoking.

Kapıyı açık bırakması çılgınlık.

It is crazy of him to leave the door open.

Tomun ağlamayı bırakması gerekiyor.

Tom needs to stop crying.

Şemsiyesini otobüste bırakması onun dikkatsizliğiydi.

It was careless of her to leave her umbrella in the bus.

Tom'a sigarayı bırakması tavsiye edildi.

Tom was advised to give up smoking.

Sigarayı bırakması için onu zorladım.

I urged him to quit smoking.

Tom'a Mary'yi yalnız bırakması söylendi.

Tom has been told to leave Mary alone.

- Mary'nin doktoru sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.
- Mary'nin doktoru sigara içmeyi bırakması gerektiğini söyledi.

Mary's doctor told her that she should quit smoking.

Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.

I persuaded Yoko to give up smoking.

Andrea'nın bunu erken bırakması ne ayıp.

What a shame that Andrea left this early.

Sigarayı bırakması için Tom'u ikna etmelisin.

You must convince Tom to stop smoking.

Tom Mary'ye bırakması için baskı yaptı.

Tom pressured Mary to quit.

Tom, Mary'nin sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.

Tom said that Mary should quit smoking.

Mary'nin doktoru sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.

Mary's doctor told her that she should quit smoking.

Doktor sigarayı bırakması için onu ikna etti.

The doctor persuaded him to give up smoking.

İşini bırakması için her türlü nedeni var.

He has every reason to quit his job.

Onun öksürüğü gittikçe kötüleşiyor, sigarayı bırakması gerekir!

His cough is getting worse, he should stop smoking!

Doktoru tarafından Tom'a içkiyi bırakması tavsiye edildi.

Tom was advised by his doctor to give up drinking.

Tom'un doktoru ona sigarayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom's doctor told him that he should quit smoking.
- Tom's doctor told him he should quit smoking.

Tom Mary'yi işi bırakması için zorlamaya başladı.

Tom tried to force Mary to quit.

Tom Mary'yi işini bırakması için ikna etti.

Tom talked Mary into quitting her job.

Doktor hastayı sigarayı bırakması için teşvik etti.

The doctor urged the patient to stop smoking.

O, ona işini bırakması için baskı yaptı.

She pressured him to quit his job.

Ona onun tarafından içmeyi bırakması tavsiye edildi.

She was advised by him to give up drinking.

Ona onun tarafından sigarayı bırakması tavsiye edildi.

She was advised by him to give up smoking.

Tom'u onu yapmayı bırakması için ikna edemeyeceksin

You won't be able to convince Tom to stop doing that.

Belki kendini incitmeden önce Tom'un işi bırakması gerekiyor.

Maybe Tom should quit before he hurts himself.

- Tom'un endişelenmeyi bırakması gerekiyor.
- Tom'un endişelenmeyi kesmesi lazım.

Tom needs to quit worrying.

Sigarayı bırakması için ona onun tarafından nasihat edildi.

She was advised by him to stop smoking.

Tom Mary'yi sigarayı bırakması için ikna etmeye çalıştı.

Tom tried to persuade Mary to quit smoking.

Tom Mary'ye, kızgın gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be angry.
- Tom told Mary that she should quit pretending to be mad.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be mad.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be angry.

Tom Mary'ye utangaç gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be shy.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be shy.

Tom Mary'ye sağır gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be deaf.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be deaf.

Tom Mary'ye, incinmiş gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be hurt.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be hurt.

Tom, Mary'ye yorgun gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be tired.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be tired.

Tom, Mary'ye susamış gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be thirsty.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be thirsty.

Tom Mary'ye şaşırıyor gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be surprised.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be surprised.

Tom Mary'ye bekar gibi davranmayı bırakması gerektiğini söyledi.

- Tom told Mary that she should quit pretending to be single.
- Tom told Mary that she should stop pretending to be single.

Sami'nin Leyla'yı okulun etrafında takip etmeyi bırakması gerek.

Sami should stop following Layla around the school.

Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,

Of course a fig becomes possible

Tom bir sürü insana sigarayı bırakması için yardımcı oldu.

Tom has helped a lot of people quit smoking.

Tom Mary'yi onu yapmayı bırakması için ikna etmeye çalıştı.

Tom tried to convince Mary to quit doing that.

Bunu yapmayı bırakması için Tom'u ikna eden kişi bendim.

I was the one who convinced Tom to stop doing that.

Kendi yararı için insanları kullanmayı bırakması için Keiko'ya baskı yaptım.

I urged Keiko to stop using people for her own convenience.

Tom işini bırakması gerektiği konusunda Mary'yi ikna etmekte zorluk yaşadı.

Tom had difficulty convincing Mary that she should quit her job.

Tom, Mary'nin muhtemelen John'un bunu yapmayı bırakması konusunda ikna edebileceğini düşünüyor.

- Tom thinks Mary can probably convince John to stop doing that.
- Tom thinks that Mary can probably convince John to stop doing that.

- Doktoru ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
- Doktoru ona sigarayı bırakması tavsiyesinde bulundu.

His doctor advised him to give up smoking.