Translation of "Düşündüğüne" in English

0.004 sec.

Examples of using "Düşündüğüne" in a sentence and their english translations:

Dolandırdığımı düşündüğüne inanamıyorum.

I can't believe you thought I was cheating.

Öyle düşündüğüne memnun oldum.

I'm glad you think so.

Onu yapmayı düşündüğüne inanamıyorum.

I can't believe you're considering doing that.

Onu düşündüğüne memnun oldum.

I'm glad you thought of that.

Kimse senin ne düşündüğüne aldırmaz.

Nobody cares what you think.

Benim saldırgan olduğumu düşündüğüne inanamıyorum.

I can't believe you think I'm pushy.

Mary'nin sevimli olduğunu düşündüğüne inanamıyorum.

I can't believe you thought Mary was cute.

Birçok insanın o şekilde düşündüğüne eminim.

- I'm sure a lot of people think that way.
- I'm sure that a lot of people think that way.

Toplumun ne düşündüğüne neden önem vermeliyim?

Why should I care what society thinks?

Düşündüğüne dair söylentilerin başladığı Porto'yu işgal etti .

crowning himself king of Portugal.

Tom'un boşanmayı düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.

I certainly had no idea Tom was thinking about getting divorced.

Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.

I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.

Tom'un iyi bir satranç oyuncusu olduğumu düşündüğüne inanamıyorum.

- I can't believe Tom thinks I'm a good chess player.
- I can't believe that Tom thinks I'm a good chess player.

Ne zamandan beri herhangi birinin ne düşündüğüne önem veriyorsun?

Since when do you care what anyone thinks?

Ne zamandan beri başka birinin ne düşündüğüne önem veriyorsun?

Since when do you care what anybody else thinks?

- Hiç kimse ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğün kimsenin umurunda değil.

- Nobody cares what you think.
- No one cares what you think.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

No one cares what she thinks.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Onun ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

No one cares what he thinks.

- Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
- Bahse girerim ki sen sapıkça bir şey düşünüyordun.

I just bet you were thinking something perverse just now.