Translation of "Denk" in English

0.013 sec.

Examples of using "Denk" in a sentence and their english translations:

Havaalanında birbirimize denk geldik.

We ran into each other at the airport.

O benim için denk değil.

She is no match for me.

Bir rol dağılımı ilanına denk geliyorum.

I come across the casting call.

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

that the ocean puts on its most magical displays.

Noel, bu yıl pazara denk geliyor.

Christmas falls on Sunday this year.

Onlara bir şeyi iyi yaparken denk gelin.

Catch them when they're good.

Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim

I came across this quiet, seemingly abstract painting,

Çoğu zaman dolunaya denk gelecek şekilde ürerler.

Many time their breeding to coincide with the full moon.

Yolda yürürken eski bir arkadaşına denk geldi.

While walking down a street, he ran into an old friend of his.

Noel bu yıl Pazar gününe denk geliyor.

Christmas falls on Sunday this year.

İmparatorun Doğum Günü Pazar gününe denk geldi.

The Emperor's Birthday fell on Sunday.

Bu yıl, Yeni Yıl Pazar gününe denk geliyor.

This year New Year's Day falls on Sunday.

Bu sabah trene bindiğimde eski bir arkadaşa denk geldim.

When I boarded the train this morning, I ran into an old friend.

- Havaalanında birbirimize denk geldik.
- Havaalanında karşılaştık.
- Havaalanında birbirimize rastladık.

We ran into each other at the airport.

Noel Günü her yıl 25 Aralık gününe denk gelir.

Christmas Day falls on December 25th every year.

Bu yıl Sevgililer Günü bir pazar gününe denk geliyor.

This year, Valentine's Day falls on a Sunday.

Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.

My father's birthday falls on Sunday this year.

Küçük akreplerden birine denk gelirseniz çok zehirlidirler ve sizi öldürebilirler.

If you get one of the bark scorpions, little scorpions, they are highly venomous and actually can kill you.

Diyelim ki ingilizcen yok. Mal bir anına da denk geldin

Let's say you don't have English. You came across a moment of merchandise

Kitabın yayınlanması yazarın doğum günü ile aynı zamana denk getirildi.

Publication of the book was timed to coincide with the author's birthday.

Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.

Finally, another white lady huntsman, but not one he was looking for.

- Tom hazırlıksız yakalandı.
- Tom hazırlıksız yakalanmıştı.
- Tom'un boş anına denk gelmişti.

- Tom was caught off-guard.
- Tom was taken by surprise.
- Tom was caught off guard.

Anlamını bilmediğin bir kelimeye denk geldiğin zaman bir sözlüğe bakman daha iyi olacak.

You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.

- Önümüzdeki sene doğum günüm Pazara denk gelecek.
- Gelecek yıl doğum günüm pazar gününe rastlayacak.

Next year my birthday will fall on Sunday.

- Tom gafil yakalandı.
- Tom hazırlıksız yakalandı.
- Tom hazırlıksız yakalanmıştı.
- Tom'un boş anına denk gelmişti.

Tom was caught off guard.

Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.

Doubtless there exists in this world precisely the right woman for any given man to marry and vice versa; but when you consider that a human being has the opportunity of being acquainted with only a few hundred people, and out of the few hundred that there are but a dozen or less whom he knows intimately, and out of the dozen, one or two friends at most, it will easily be seen, when we remember the number of millions who inhabit this world, that probably, since the earth was created, the right man has never yet met the right woman.