Translation of "Dinleyecek" in English

0.011 sec.

Examples of using "Dinleyecek" in a sentence and their english translations:

Tom dinleyecek.

Tom will listen.

Dinleyecek kimseyi bulamazsanız

And if you can't find anyone who will listen,

Tom kimi dinleyecek?

Who's Tom going to listen to?

- İnlemeni dinleyecek vaktimiz yok.
- İnlemenizi dinleyecek vaktimiz yok.

We don't have time to listen to your whining.

Sanırım Tom beni dinleyecek.

- I think Tom will listen to me.
- I think that Tom will listen to me.

- Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
- Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misin?

Will you listen to me for a few minutes?

Dinleyecek olan herkese hikayeyi anlattım.

I told the story to anyone who would listen.

Dükkanda bizi dinleyecek kimse yok.

In the store, there's not a soul to listen to us.

Beni dinleyecek birine ihtiyacım var.

I need somebody to listen to me.

Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?

Will you listen to me for a few minutes?

Beni dinleyecek hiç kimsem yok.

I don't have anybody who'll listen to me.

Hayat hikâyeni dinleyecek zamanım yok.

I don't have time to listen to your life story.

- Tom seni dinleyecektir.
- Tom sizi dinleyecektir.
- Tom seni dinleyecek.
- Tom sizi dinleyecek.

Tom will listen to you.

O sık sık saatlerce kayıtları dinleyecek.

She will often listen to records for hours.

Beni dinleyecek tek kişi olabileceğini düşündüm.

- I thought you might be the only person who would listen to me.
- I thought that you might be the only person who would listen to me.

Sami, Leyla'nın tavsiyesini dinleyecek kadar akıllıydı.

Sami was smart enough to listen to Layla's advice.

Benim bu saçmalıkları dinleyecek vaktim yok.

I don't have time to listen to this kind of nonsense.

Tom ona söylemek zorunda olduğun şeyleri dinleyecek.

Tom will listen to what you have to tell him.