Translation of "Kalbimi" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kalbimi" in a sentence and their english translations:

- Kalbimi kırıyorsun.
- Kalbimi kırıyorsunuz.

You're breaking my heart.

Kalbimi kırma.

Don't break my heart.

Kalbimi kırdın.

- You broke my heart.
- You break my heart.

Kalbimi çaldın.

You stole my heart.

kalbimi geleceğe adadım

keep my heart on the future.

O kalbimi kırdı.

He broke my heart.

Kes, kalbimi kırıyorsun.

Stop, you're breaking my heart.

Sen kalbimi kazandın.

You've won my heart.

Tom kalbimi kırdı.

Tom broke my heart.

Tom kalbimi çaldı.

Tom stole my heart.

Gözyaşların kalbimi paralıyor.

Your tears tear my heart!

Emily kalbimi çaldı.

Emily stole my heart.

Kalbimi dinlemem gerek.

I need to follow my heart.

Sana kalbimi veriyorum.

I give you my heart.

Bu gerçekten kalbimi kırdı,

And that really breaks my heart,

Bu işe kalbimi vereceğim.

I am going to put my heart into the work.

Bu gerçekten kalbimi kırıyor.

It really breaks my heart.

Bu hikaye kalbimi kırdı.

This story broke my heart.

Bu benim kalbimi kıracak!

It breaks my heart!

Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.

Your words split my heart in twain.

O sadece kalbimi kırdı.

That just broke my heart.

O benim kalbimi çaldı.

He stole my heart.

Bu benim kalbimi kırdı.

It broke my heart.

Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.

An emptiness devours my heart.

Gerçekten kalbimi kırmak istiyor musun?

Do you really want to break my heart?

Tom kalbimi kıran ilk arkadaştı.

Tom was the first guy who broke my heart.

Tom kalbimi kıran ilk çocuktu.

Tom was the first boy who broke my heart.

Senin ağladığını görmek kalbimi kırar.

It breaks my heart to see you crying.

Her bir sözün kalbimi acıtıyor.

Each of your words hurts my heart.

Mary "sen benim kalbimi kırdın" dedi.

"You broke my heart", said Mary.

Sana sonsuza kadar kalbimi vermek istiyorum.

I want to give you my heart for ever.

O Hamlet, kalbimi iki parçaya ayırdın.

- O Hamlet, thou hast cleft my heart in twain.
- O Hamlet, you have broken my heart in two.

Neden kalbimi kırmaya bu kadar heveslisin?

Why do you want to hurt me so much?

Kalbimi kırıncaya kadar ben burada mutluydum.

I was happy here until you broke my heart.

Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.

I don't want to talk to you, because you broke my heart.

Kalbimi öldür ve acımı serbest bırak!

Kill my heart and release my pain!

Bu işe kalbimi ve ruhumu verdim.

I poured my heart and soul into this.

Onu yiyecek için yalvarmasını görmek kalbimi kırdı.

It broke my heart to see her begging for food.

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.

Many letters of encouragement refreshed my sad heart.

Sev diye verdim kalbimi, kullan diye değil!

I gave you my heart for you to love it, not use it!

Sev diye verdim kalbimi, kullan diye değil.

I gave you my heart for you to love it, not for you to use it.

O benim kalbimi kırmadı. O benim ruhumu kırdı.

He didn't break my heart. He broke my spirit.

Kalbimi sevmen için sana verdim, kullanman için değil!

I gave you my heart for you to love it, not use it!

Eğer ölürsem lütfen kalbimi ihtiyacı olan birine teklif edin.

If I should die, please offer my heart to someone who needs it.

O zaman kalbimi en çok kıran şey hiç kimsenin tek kelime etmemesi oldu.

My biggest heartbreak at that point was that nobody said anything.

Bana sana karşı olan sevgimin ne kadar derin olduğunu mu soruyorsun? Ay benim kalbimi gösteriyor.

You ask me how deep my love is for you? The moon represents my heart.