Translation of "Kursu" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kursu" in a sentence and their english translations:

Kursu bitirdim.

I have finished the course.

Kursu değiştiriyoruz.

We're changing course.

Ingilizce kursu var. Dersanesi

There is an English course. Dersanesi

Yemek kursu okullarda zorunlu olmalı.

A cooking course should be mandatory in schools.

Japonca kursu ne zaman başlayacak?

When will the Japanese course start?

İtalyanca kursu ne zaman başlayacak?

- When will the Italian classes start?
- When will the Italian class start?
- When will the Italian course start?

Almanca kursu bir dönem sürer.

The German course lasts one semester.

Tom çeviride lisans kursu öğretiyor.

Tom teaches an undergraduate course in translation.

çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor

the child has a dance course, learning piano

Şimdi sana bir uyum kursu vereceğim.

Now I'll give you an orientation course.

Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!

This is not a vacation, it's a survival course!

Neden o birçok dil kursu etkisizdir?

Why is it that many language courses are ineffective?

Hangi kursu izleyeceğine bir türlü karar veremedi.

He couldn't make up his mind which course to follow.

Öyleyse siz de bu kursu takip etmeyi planlıyorsunuz.

So you're planning to follow this course as well!

- Hangi dersi tavsiye edersin?
- Hangi kursu tavsiye edersin?

Which course do you recommend?

Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.

If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.

Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir.

Being careful and diligent is necessary, but not sufficient for passing this course.

Ben hızlı okuma kursu aldım ve yirmi dakika içinde Savaş ve Barışı okudum. Bu Rusya'yı içeriyor.

I took a speed-reading course and read War and Peace in twenty minutes. It involves Russia.

İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.

When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.

More Words:

var