Translation of "Planlayıp" in English

0.004 sec.

Examples of using "Planlayıp" in a sentence and their english translations:

- Gelmeyi planlayıp planlamadığını bilmem gerekiyor.
- Gelmeyi planlayıp planlamadığını bilmeliyim.

I need to know if you are planning to come.

Tom gitmeyi planlayıp planlamadığını söylemedi.

Tom didn't say whether he was planning to go or not.

Leyla suçu dikkatlice planlayıp uyguladı.

Layla carefully planned and executed the crime.

Tom Mary'nin gitmeyi planlayıp planlamadığını sormadı.

Tom didn't ask whether Mary was planning to go or not.

Onun gelmeyi planlayıp planlamadığını ona soracağım.

I'll ask him if he plans to come.

Tom Mary'ye yüzmeyi planlayıp planlamadığını sordu.

Tom asked Mary whether she planned to swim or not.

Tom'un onu yapmayı planlayıp planlamadığını bilmiyorum.

- I don't know if Tom plans to do that or not.
- I don't know if Tom plans on doing that or not.

Sami'nin onu yapmayı planlayıp planlamadığını bilmiyorum.

I don't know if Sami plans to do that or not.

Tom'a bunu yapmayı planlayıp planlamadığını sordum.

- I asked Tom if he was planning on doing that.
- I asked Tom if he was planning to do that.

Tom'a bunu yapmayı planlayıp planlamadığını sor.

- Ask Tom if he's planning to do that.
- Ask Tom if he's planning on doing that.

Tom'un bize yardım etmeyi planlayıp planlamadığını öğrenmeliyiz.

- We need to find out if Tom is planning on helping us.
- We need to find out if Tom is planning to help us.

Tom Mary'ye onu yapmayı planlayıp planlamadığını sordu.

- Tom asked Mary if she was planning to do that.
- Tom asked Mary if she was planning on doing that.

Tom bana onu yapmayı planlayıp planlamadığımı sordu.

- Tom asked me if I was planning to do that.
- Tom asked me if I was planning on doing that.

Tom'un onu yapmayı planlayıp planlamadığını biliyor musun?

- Do you know if Tom plans to do that?
- Do you know if Tom plans on doing that?

Tom bunu yapmayı planlayıp planlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom was planning to do that.
- I wonder if Tom was planning on doing that.

Tom'un bunu yapmayı planlayıp planlamadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom was planning to do that.
- I wonder whether Tom was planning on doing that.

Tom onun partisine gelmeyi planlayıp planlamadığını bilmek istiyor.

- Tom wants to know whether you plan to come to his party or not.
- Tom wants to know if you're planning to come to his party.

Sadece Tom'un partimize gelmeyi planlayıp planlamadığını görmek istiyorum.

I just want to see if Tom plans to come to our party.

Tom'a pazartesi günü burada olmayı planlayıp planlamadığını sor.

Ask Tom if he plans to be here on Monday.

Tom Mary'ye John'la Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını sordu.

Tom asked Mary if she was planning to go to Boston with John.

Tom, Mary'ye Noel Günü'nde çalışmayı planlayıp planlamadığını sordu.

Tom asked Mary if she was planning to work on Christmas Day.

Tom'un yarın bize yardım etmeyi planlayıp planlamadığını biliyor musun?

Do you know whether or not Tom plans to help us tomorrow?

Tom'un tek başına buraya gelmeyi planlayıp planlamadığını öğrenmeni istiyorum.

I want you to find out if Tom is planning to come here by himself.

Tom, Mary'ye yeni bir araba almayı planlayıp planlamadığını sordu.

Tom asked Mary if she was planning to buy a new car.

Lütfen Tom'a bize yardım etmeyi planlayıp planlamadığını sorar mısın?

Could you please ask Tom if he's planning to help us?

Tom gelecek hafta bizimle Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını bilmek istiyor.

Tom wants to know if you're planning on going to Boston with us next weekend.

Tom, Mary'den onlarla Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını John'a sormasını istedi.

Tom wanted Mary to ask John if he was planning to go to Boston with them.

Tom'un gelecek hafta sonu Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını biliyor musun?

Do you know whether or not Tom plans to go to Boston next weekend?

Önümüzdeki hafta sonu bizimle Boston'a gitmeyi planlayıp planlamadığını bilmek isterim.

I want to know if you're planning on going to Boston with us next weekend.

Tom John'un bunu tek başına yapmayı planlayıp planlamadığını Mary'ye sordu.

- Tom asked Mary if John was planning to do that by himself.
- Tom asked Mary if John was planning on doing that by himself.

Tom ve Mary'nin burada kendi başlarına olmayı planlayıp planlamadıklarını öğrenmeni istiyorum.

I want you to find out if Tom and Mary are planning to be here by themselves.

Sizlerden herhangi birinin bu hafta sonu bizim lise toplantısına gitmeyi planlayıp planlamadığınızı sadece merak ediyordum.

I was just wondering if any of you are planning to go to our high school reunion this weekend.