1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-English
  4. Sırılsıklam

Translation of "Sırılsıklam" in English

0.009 sec.

Examples of using "Sırılsıklam" in a sentence and their english translations:

Sırılsıklam oldum.

I got soaked.

Tom sırılsıklam.

Tom is drenched.

Onlar sırılsıklam.

They're drenched.

Yağmurdan sırılsıklam oldu.

He was drenched by the rain.

Sağanakta sırılsıklam olduk.

We were drenched in the shower.

Tom'un giysileri sırılsıklam.

Tom's clothes are soaking wet.

Tom sırılsıklam olmuştu.

Tom was soaking wet.

Sırılsıklam olup üşüttü.

He got wet to the skin and caught cold.

Baksanıza, her şey sırılsıklam.

Look, everything here is just soaking wet.

Yağmur elbiselerimi sırılsıklam etti.

The rain soaked through my clothes.

Hepimiz terden sırılsıklam olduk.

We were all drenched with perspiration.

Gemideki yük sırılsıklam oldu.

The freight on the ship got soaked.

O, Mary'ye sırılsıklam âşık.

- He's head over heels in love with Mary.
- He’s head over heels in love with Mary!

Tepeden tırnağa sırılsıklam olmuştu.

She was soaked from head to foot.

Markku Liisa'ya sırılsıklam aşıktı.

- Markku was head over ears in love with Liisa.
- Markku was head over heels in love with Liisa.

Tom terden sırılsıklam oldu.

Tom was drenched in sweat.

Ter içinde sırılsıklam oldum.

I'm drenched in sweat.

Tom, Mary'ye sırılsıklam âşık.

Tom is head over heels in love with Mary.

Bana bak. Sırılsıklam ıslandım.

Look at me. I'm soaked to the skin.

"Sırılsıklam ıslandım." "Ben de."

"I'm soaked to the skin." "So am I."

Tom eve sırılsıklam geldi.

Tom came home soaking wet.

Yoğun yağmur nedeniyle sırılsıklam oldum.

I was drenched to the skin because of the heavy rain.

Tom sırılsıklam oldu ve üşüttü.

Tom got wet to the skin and caught cold.

Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.

Tom soaked in the bathtub.

Ona sırılsıklam âşık olduğum doğrudur.

It is true that I was head over heels in love with her.

Tom Mary'ye sırılsıklam aşık oldu.

Tom fell head over heels in love with Mary.

Tom Mary'ye sırılsıklam aşık olmuştu.

Tom was head over heels in love with Mary.

Benim yastık gözyaşlarıyla sırılsıklam oldu.

My pillow was drenched with tears.

Tom eve sırılsıklam ıslak vardı.

Tom arrived home soaking wet.

Tom yağmur tarafından sırılsıklam edildi.

Tom was drenched by the rain.

- Tom sırılsıklam.
- Tom tamamen ıslak.

Tom is all wet.

Bir sağanağa yakalandım ve sırılsıklam oldum.

I was caught in a shower and was drenched to the skin.

Tom eve sırılsıklam ve yorgun geldi.

Tom came home soaking wet and exhausted.

- Ben iliklerime kadar ıslandım.
- Ben sırılsıklam ıslandım.

I got soaking wet.

Tom ve Mary birbirlerine sırılsıklam âşık oldular.

Tom and Mary fell head over heels in love with each other.

- Onun için tepetaklak oldu.
- Ona sırılsıklam aşık oldu.

She was head over heels for him.

Japonlar uyumaya gitmeden önce sıcak suda sırılsıklam olmayı severler.

Japanese like to soak in hot water before going to sleep.

- Hepimiz sırılsıklam olmuştuk.
- Hepimiz donumuza kadar ıslanmıştık.
- Hepimiz iliklerimize kadar ıslanmıştık.

- We were all soaking wet.
- All of us were soaking wet.