Translation of "Tanımıyordu" in English

0.004 sec.

Examples of using "Tanımıyordu" in a sentence and their english translations:

Tom, Mary'yi tanımıyordu.

Tom didn't know Mary.

Tom ebeveynlerini tanımıyordu.

Tom didn't know his parents.

Sami, Leyla'yı tanımıyordu.

Sami didn't recognize Layla.

Babam onu tanımıyordu.

My father did not know him.

- Onu hemen hemen hiç tanımıyordu.
- O onu pek tanımıyordu.

She barely knew him.

- Tom odadaki hiç kimseyi tanımıyordu.
- Tom odadaki kimseyi tanımıyordu.

- Tom didn't know anyone in the room.
- Tom didn't know anybody in the room.

Tom, Mary'yi hiç tanımıyordu.

Tom never knew Mary.

Tom Mary'yi hiç tanımıyordu.

Tom didn't know Mary at all.

Tom, Mary'nin ailesini tanımıyordu.

Tom didn't recognize Mary's parents.

Sami Leyla'yı tanımıyordu bile.

Sami didn't even know Layla.

Sami o kızı tanımıyordu.

Sami didn't know that girl.

Tom partideki hiç kimseyi tanımıyordu.

Tom didn't know anyone at the party.

Tom fotoğraftaki hiç kimseyi tanımıyordu.

Tom didn't recognize anyone in the photo.

Tom Mary'yi çok iyi tanımıyordu.

Tom didn't know Mary very well.

Tom yardım edebilecek birini tanımıyordu.

Tom didn't know anyone who could help.

Tom Fransızca konuşabilen birini tanımıyordu.

Tom didn't know anyone who could speak French.

Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.

Fadil wasn't familiar with that new girl.

Leyla, Sami'yi pek iyi tanımıyordu.

Layla didn't know Sami very well.

Tom geçen yıl Mary'yi tanımıyordu.

Tom didn't know Mary last year.

Oradaki hiç kimse onu iyi tanımıyordu.

Nobody there knew him well.

- Tom kimseye tanımadı.
- Tom kimseye tanımıyordu.

Tom didn't know anyone.

Tom ve Mary o zaman birbirlerini tanımıyordu.

Tom and Mary didn't know each other at that time.

Tom o zaman Mary'yi çok iyi tanımıyordu.

Tom didn't know Mary very well at that time.

Tom Mary'yi benim tanıdığım kadar iyi tanımıyordu.

Tom didn't know Mary as well as I did.

Tom odadaki tek bir kişiyi bile tanımıyordu.

Tom didn't know a single person in the room.

Aslında Sami, Leyla'yı o kadar iyi tanımıyordu.

Sami didn't really know Layla that well.

Tom o kadar sarhoştu ki beni tanımıyordu bile.

Tom was so drunk that he didn't even recognize me.

- Tom, Mary'nin arabasını tanımıyordu.
- Tom, Mary'nin arabasını tanımadı.

Tom didn't recognize Mary's car.

- Tom, Mary'nin köpeğini tanımıyordu.
- Tom, Mary'nin köpeğini tanımadı.

Tom didn't recognize Mary's dog.

- Sami, Leyla'nın sesini hiç tanımadı.
- Sami, Leyla'nın sesini hiç tanımıyordu.

Sami didn't recognize Layla's voice at all.

- Sami, Leyla'yı ya da Ferit'i tanımıyordu.
- Sami, Leyla'yı ya da Ferit'i bilmiyordu.

Sami didn't know Layla or Farid.