Translation of "Yaşıyorlardı" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yaşıyorlardı" in a sentence and their english translations:

O zaman Nagoya'da yaşıyorlardı.

- At one time they lived in Nagoya.
- They were living in Nagoya then.

Harap bir evde yaşıyorlardı.

They lived in a dilapidated house.

Annesi ve Priya yalnız yaşıyorlardı.

Mama and Priya were living alone.

Onlar bir zaman Nagoya'da yaşıyorlardı.

They once lived in Nagoya.

Onlar ormana yakın bir köyde yaşıyorlardı.

They lived in a village close to a forest.

Leyla ve Sami bir ilişki yaşıyorlardı.

Layla and Sami were having an affair.

Leyla ve Sami aynı dairede yaşıyorlardı.

Layla and Sami lived in the same flat.

Ailelerde ve topluluklarda pek çok problem yaşıyorlardı.

than the happiness and the lives of their own kids.

İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı.

The two boys lived alone with a lovely cat.

Fadıl ve Leyla aynı çatı altında yaşıyorlardı.

Fadil and Layla were living under the same roof.

Sami ve Leyla güzel bir evde yaşıyorlardı.

Sami and Layla lived in a lovely home.

Sami ve Leyla yakın bir ilişki yaşıyorlardı.

Sami and Layla were having an intimate relationship.

Hem Tom hem de Mary çocukken Boston'da yaşıyorlardı.

- Both Tom and Mary lived in Boston when they were kids.
- Both Tom and Mary lived in Boston when they were children.
- Tom and Mary both lived in Boston when they were kids.
- Tom and Mary both lived in Boston when they were children.

Leyla ve Sami açıkça ciddi evlilik güçlükleri yaşıyorlardı.

Layla and Sami was clearly having serious marital difficulties.

Fadıl ve Leyla, Kahire'de çok güzel bir evde yaşıyorlardı.

Fadil and Layla lived in a very beautiful house in Cairo.

Sami ve Leyla evliydiler ve Kahire'deki büyük bir evde yaşıyorlardı.

Sami and Layla married and lived in a large home in Cairo.

Ben son kez onların evindeyken onlar küçük iki odalı bir dairede yaşıyorlardı.

When I was at their place last time, they were living in a small, two-roomed flat.

- Leyla ve Sami aynı çatı altında yaşıyorlardı.
- Leyla ve Sami aynı çatı altında yaşadılar.

Layla and Sami lived under the same roof.

Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.