Translation of "Bağlantılı" in French

0.004 sec.

Examples of using "Bağlantılı" in a sentence and their french translations:

Emisyonun azaltılması yükselmeyle bağlantılı.

La réduction des émissions dépend de notre évolution.

Bu onunla nasıl bağlantılı?

Quel rapport y a-t-il entre les deux ?

Rahatça birbirimizle bağlantılı olmadan kalabiliyoruz.

nous éprouvons le sentiment confortable de ne pas nous sentir concerné.

Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı

Les limites planétaires sont toutes profondément liées,

Rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı

l'idée du consentement est si fortement liée au sexe

Ve ona bağlantılı silindirler var,

Elle est attachée à un cylindre

Bütün bilim dalları birbiriyle bağlantılı.

j'ai compris que tous les domaines de la science étaient interconnectés.

Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.

- Mon ordinateur ne semble pas se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne semble pas vouloir se connecter à l'imprimante.
- Mon ordinateur ne paraît pas vouloir se connecter à l'imprimante.

Zannediyorum gümrükle bağlantılı kişilerin kaçırması lazım

Je pense que les gens des douanes devraient manquer

Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.

Ces phrases ne sont pas directement liées.

çocuk sahibi olma yeteneğimizle bağlantılı olduğu öğretildi.

notre capacité à trouver un mari et à avoir des enfants.

Koreli Daewoo yöneticisinin intiharı ile tamamen bağlantılı

irakien est de nouveau revenu à la société coréenne. Et elle a pu signer un

Organizasyon herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.

L'organisation n'est associée à aucun parti politique.

Video oyunları ve toplumlar gerçekten de oldukça bağlantılı.

les jeux vidéo et les communautés sont vraiment très liés.

Okyanus akıntıları ve diğer özelliklerle bağlantılı olduğunu görüyoruz.

dépendent des courants océaniques et autres.

Ben herhangi bir şekilde bu suçla bağlantılı değilim.

Je ne suis lié à ce crime en aucune manière.

Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için

Nous avons besoin que les élèves se frottent suffisamment à la difficulté

Bir hava alanı ve onunla bağlantılı bütün işleri düşünün.

Pensez à un aéroport et à l'activité économique qu'il génère.

Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?

Y a-t-il quelqu'un parmi vous qui a quelque chose à dire à propos de cela ?

ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

C'est une croyance répandue, d'après un sondage national aux États-Unis, que les musulmans sont liés au terrorisme.