Translation of "Canımı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Canımı" in a sentence and their french translations:

Canımı yakma.

Ne me fais pas de mal !

Canımı sıkıyorsun.

Tu m'énerves.

Tom canımı sıkıyor.

- Tom m'ennuie.
- Tom me fait chier.

Gerçekten canımı sıkıyorsun.

- Tu m'ennuies vraiment.
- Tu m'importunes vraiment.
- Vous m'importunez vraiment.
- Vous m'ennuyez vraiment.

Burası korkunç canımı acıtıyor.

J'ai une douleur lancinante là.

O gerçekten canımı sıktı.

- Ça m'a vraiment ennuyé.
- Ça m'a vraiment ennuyée.

Canımı dişime takarak çalışıyorum.

Je travaille jusqu'à plus soif.

Bu iş canımı sıkıyor.

Ce travail me déprime.

Canımı sıkan bir şey var.

Il y a une chose qui me tracasse.

O adam benim canımı sıkıyor.

- Ce type m'agace.
- Ce type m'importune.

- Canımı yakıyorsun.
- Bana zarar veriyorsun.

- Tu me fais mal !
- Vous me faites mal !

Öğretmen sorularıyla canımı sıkmaya başladı.

Le professeur a commencé à m'accabler de questions.

Sadece canımı sıkmayı bırak, tamam mı?

- Arrête simplement de m'ennuyer, d'accord ?
- Arrêtez simplement de m'ennuyer, d'accord ?
- Arrête simplement de me tanner, d'accord ?

O hep şikayetleri ile benim canımı sıkar.

Elle m'ennuie toujours avec ses plaintes.

- Sen beni sinirlendiriyorsun!
- Sen benim canımı sıkıyorsun.

Tu me saoules!

Komşular çok gürültü yapıyorlar - onlar canımı sıkmaya başlıyorlar.

Les voisins font trop de bruit – ils commencent à m'agacer !

- Beni yalnız bırakın.
- Beni rahatsız etmeyin.
- Canımı sıkmayın.

- Fiche-moi la paix !
- Laisse-moi tranquille.
- Foutez-moi la paix !
- Laisse-moi tranquille !
- Laissez-moi en paix !
- Laissez-moi tranquille !
- Fous-moi la paix !
- Laisse-moi en paix !
- Lâche-moi les baskets !
- Laisse-moi !
- Laissez-moi !

O, şikayetleri ile her zaman benim canımı sıkıyor.

Il m'ennuie toujours avec ses plaintes.

Benim canımı sıkan onun ne söylediği değil, ama bunu söyleme şekli.

Ce n'est pas ce qu'il dit qui me dérange mais la manière dont il le dit.

Sürekli seyahat ediyorum, sık sık ailemden uzak kalıyorum ve bu çok canımı sıkıyor.

Je suis constamment en voyage, je suis souvent loin de ma famille et cela m'ennuie beaucoup.