Translation of "Dükkanında" in French

0.004 sec.

Examples of using "Dükkanında" in a sentence and their french translations:

Bakkal dükkanında havuç satıyorlar.

Ils vendent des carottes à l'épicerie.

Onunla berber dükkanında karşılaştım.

Je l'ai rencontré chez le barbier.

O hırdavat dükkanında satılır.

C'est vendu en quincaillerie.

O bir rehinci dükkanında çalışır.

- Il travaille chez un prêteur sur gages.
- Il travaille au Mont-de-piété.

Dün berber dükkanında saçımı kestirdim.

Je me suis fait couper les cheveux chez le coiffeur hier.

Ben bir çiçekçi dükkanında çalışıyorum.

Je travaille chez un fleuriste.

Bir berber dükkanında saçımı kestirdim.

Je me suis fait couper les cheveux chez un barbier.

Dükkanında ne tür eşyalar satıyorsun?

- Quelles sortes de marchandises vendez-vous dans votre magasin ?
- Quelle sorte de marchandises vends-tu dans ton échoppe ?

Onlar onu bir hırdavat dükkanında sattı.

Ils le vendent en quincaillerie.

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.

Il promit de le rencontrer au café.

O yerel bir çiçekçi dükkanında çalışıyor.

Elle travaille chez le fleuriste du coin.

Bir bir şeker dükkanında olmak gibi.

- C'est comme être dans une confiserie.
- C'est comme être dans un magasin de bonbons.

Sen tütün dükkanında pul satın alıyorsun.

On achète les timbres chez le marchand de tabac.

Bu antik paraya bir antikacı dükkanında rastladı.

Il tomba par hasard sur cette vieille pièce dans un magasin d'antiquités.

Ben bu kitaba ikinci el kitap dükkanında rastladım.

Je suis tombé sur cet ouvrage chez un bouquiniste.

Bu sabah kahve dükkanında çok sıcak bir çift espresso içtim.

J'ai bu un double express brûlant au café ce matin.