Translation of "Konuşmasını" in French

0.007 sec.

Examples of using "Konuşmasını" in a sentence and their french translations:

Konuşmasını kasetten sildi.

Il effaça son discours de la bande.

Konuşmasını birkaç şakayla bitirdi.

Elle termina son discours par quelques blagues.

Bu TED konuşmasını dinledin mi?

- As-tu écouté cet exposé TED ?
- Avez-vous écouté cet exposé TED ?

Onun uzun konuşmasını dinlemekten usandım.

- Je suis fatigué d'écouter son long discours.
- Je suis fatiguée d'écouter son long discours.

Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.

Les perroquets imitent la parole humaine.

- Bırak anlatsın.
- Bırak konuşmasını bitirsin.

- Laisse-le parler.
- Laissez-le parler.

Tom konuşmasını güzel bir şarkıyla kapadı.

Tom a terminé son discours par une chanson magnifique.

Onun konuşmasını dinleyemeyecek kadar geç vardım.

Je suis arrivé trop tard pour entendre son discours.

Açılış konuşmasını yapman için sana güveniyorum.

Je compte sur vous pour prononcer le discours inaugural.

Onun konuşmasını dinlemek her zaman hoş.

Sa conversation est toujours agréable à écouter.

Dün akşam televizyonda başkanın konuşmasını dinledik.

Hier soir nous avons entendu le président parler à la télévision.

Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.

Une large foule attendait que le président parlât.

Papağanlar çoğunlukla insan konuşmasını taklit eder.

Les perroquets imitent souvent la parole humaine.

DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken

Le chef de la DİSK, Kemal Türkler, prononce son discours

Onun konuşmasını görsen, bir kız olduğunu düşünebilirsin.

À l'entendre parler, on pourrait le prendre pour une fille.

Sık sık onun İngilizce olarak konuşmasını dinledim.

Je l'ai souvent écouté parler anglais.

- Sınıf birincisi oldu.
- Sınıf birincisi olarak mezuniyet konuşmasını yapan öğrenci oldu.

- Elle fut la première de sa classe.
- Elle a été la première de sa classe.
- En tant que première de sa classe, c'est elle qui prononça le discours de fin d'études.
- En tant que première de sa classe, c'est elle qui prononça le discours de remise des diplômes.

General, onun konuşmasını kesmeden, onun ağır fildişi sopasıyla onun kafasına vurdu; barbar düştü.

Le général, sans s’interrompre, le frappa sur la tête de son lourd bâton d’ivoire ; le Barbare tomba.