Translation of "Tokyo'ya" in French

0.006 sec.

Examples of using "Tokyo'ya" in a sentence and their french translations:

Tokyo'ya taşındı.

Il a déménagé à Tokyo.

- Dün Tokyo'ya ulaştım.
- Dün Tokyo'ya vardım.

Hier, je suis arrivé à Tokyo.

Niçin Tokyo'ya gittin?

- Pourquoi es-tu allé à Tokyo ?
- Pourquoi t'es-tu rendu à Tokyo ?

Neden Tokyo'ya gittin?

Pourquoi es-tu allé à Tokyo ?

Dün Tokyo'ya vardı.

Il est arrivé à Tokyo hier.

Dün Tokyo'ya vardım.

Je suis arrivé à Tokyo hier.

Buradan Tokyo'ya uzaktır.

Tokyo est loin d'ici.

Yarın Tokyo'ya gideceğim.

J'irai à Tokyo demain.

Yarın Tokyo'ya gidiyorum.

Je vais partir à Tokyo demain.

Yarın Tokyo'ya hareket ediyorum.

Je vais partir demain à Tokyo.

Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.

- Si on la compare à Tokyo, Londres est une petite ville.
- Londres est petite comparée à Tokyo.

Tokyo'ya ne zaman varacağım?

- Quand arriverai-je à Tokyo ?
- Quand est-ce que j'arriverai à Tokyo ?

Tokyo'ya ne zaman varacağız?

Quand arriverons-nous à Tokyo ?

O, dün Tokyo'ya gitti.

Il est allé à Tokyo hier.

Her gün Tokyo'ya giderim.

Je vais à Tokyo tous les jours.

Üç yaşında Tokyo'ya geldi.

- Il arriva à Tokyo à l'âge de trois ans.
- Il est arrivé à Tokyo à trois ans.

Ben Tokyo'ya gitmek istiyorum.

Je veux aller à Tokyo.

Ben öğleyin Tokyo'ya vardım.

Je suis arrivé à Tokyo à midi.

Tokyo'ya bir gezi yaptım.

J'ai voyagé à Tokyo.

Onun kızları Tokyo'ya gitti.

Ses filles sont parties à Tokyo.

Büyük hayallerle Tokyo'ya geldi.

Il vint à Tokyo avec un grand rêve.

Bu tren Tokyo'ya gider.

Ce train est à destination de Tokyo.

Buradan Tokyo'ya beş mildir.

Tokyo est à 5 miles d'ici.

- Tokyo'ya varmamız iki saat aldı.
- Tokyo'ya gitmemiz iki saat sürdü.

Cela nous prit deux heures d'atteindre Tokyo.

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.

- Il est venu à Tokyo en recherche d'un emploi.
- Il vint à Tokyo à la recherche d'un emploi.

Tokyo'ya günde kaç uçuşunuz var?

Combien proposez-vous de vols pour Tokyo par jour ?

O, iş için Tokyo'ya gitti.

Il est allé a Tokyo pour affaires.

Gelecek hafta Tokyo'ya gitmem gerekiyor.

Je suis supposé aller à Tokyo la semaine prochaine.

O, 18 yaşındayken Tokyo'ya geldi.

Elle est venue à Tokyo à l'âge de dix-huit ans.

İş için bazen Tokyo'ya gider.

Il va de temps en temps à Tokyo pour le travail.

O, yarın Tokyo'ya hareket edecek.

Il part pour Tokyo demain.

Uçak Tokyo'ya saat kaçta varacak?

Quand l'avion arrivera-t-il à Tokyo ?

Yarın, Tokyo'ya gitme planlarım var.

Demain, j'ai prévu de me rendre à Tokyo.

O, sık sık Tokyo'ya gider.

Il va souvent à Tokyo.

Tokyo'ya varmamız iki saat aldı.

Cela nous prit deux heures d'atteindre Tokyo.

Çocuğun Tokyo'ya yalnız geldiğine inanmıyorum.

Je ne crois pas que cet enfant est venu seul à Tokyo.

Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.

En route pour Tokyo, j'ai fait une halte à Osaka.

On sekiz yaşında Tokyo'ya geldi.

Elle est venue à Tokyo à l'âge de dix-huit ans.

Bir konferansa katılmak için Tokyo'ya geldim.

Je suis venu à Tokyo pour assister à une conférence.

Tokyo'ya her gelişinde beni ziyaret etti.

Il m'a rendu visite chaque fois qu'il passait par Tokyo.

O saat onda Tokyo'ya hareket eder.

Il part à Tokyo à dix heures.

Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

Ma sœur ira à Tokyo l'année prochaine.

O, Tokyo'ya geldiğinde, seni hemen arayacağım.

Dès qu'il arrive à Tokyo, je vous appelle.

O on sekiz yaşındayken Tokyo'ya geldi.

Elle est venue à Tokyo à l'âge de dix-huit ans.

Tokyo'ya varışımdan beri iki ay oldu.

Cela fait deux mois que je suis arrivé à Tokyo.

Bu kitabı almak için Tokyo'ya gittim.

Je suis allé à Tokyo pour acheter ce livre.

Tokyo'ya geldiğimden beri on yıl oldu.

Dix ans ont passé depuis ma venue à Tokyo.

O, bu sabah Tokyo'ya yola çıktı.

Il est parti à Tokyo ce matin.

Ara ara iş için Tokyo'ya gider.

Il va de temps en temps à Tokyo pour le travail.

Tokyo'ya gittiğimde her zaman onun evine uğrarım.

Je la dépose toujours à sa maison quand je vais à Tokyo.

Tokyo'ya bir sonraki tren saat kaçta kalkıyor?

À quelle heure part le prochain train pour Tokyo ?

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

Ce camion transporte de la nourriture fraiche depuis Aomori jusqu'à Tokyo.

Tokyo'ya gelmeden önce on yıldır Osaka'da yaşıyorduk.

Nous avons vécu à Osaka pendant dix ans avant de venir à Tokyo.

Adam Tokyo'ya geldi ve orada onunla evlendi.

Il vint à Tokyo et la maria là-bas.

Tokyo'ya gelmeden önce on yıl Sendai'de yaşadım.

J'ai vécu à Sendai pendant dix ans avant de venir à Tokyo.

3 sene önce Tokyo'ya geldiğimden beri burada yaşıyorum.

Je suis venu à Tokyo il y a trois ans et ai vécu ici depuis.

O beş yıl önce Tokyo'ya geldi, yani o on iki yaşındayken.

Il arriva à Tokyo il y a cinq ans, c'est-à-dire lorsqu'il avait 12 ans.

- Bir daha Tokyo'ya geldiğinde umarım görüşürüz.
- Umarım bir dahaki kez Tokyo'da olduğunda seni görürüm.

J'espère vous voir la prochaine fois que vous serez à Tokyo.