Translation of "Kollarını" in German

0.010 sec.

Examples of using "Kollarını" in a sentence and their german translations:

Ken kollarını indirdi.

Ken legte seine Waffen nieder.

O, kollarını sıvadı.

Er krempelte seine Ärmel hoch.

O, kollarını kavuşturdu.

Sie verschränkte die Arme.

Kollarını göğsünde kavuşturdu.

Er verschränkte die Arme vor der Brust.

Tom kollarını sallıyor.

Tom winkt.

Gömleğinin kollarını sıvadı.

Tom rollte seine Hemdsärmel hoch.

Tom kollarını kavuşturdu.

Tom verschränkte die Arme.

Tom kollarını kaldırdı.

Tom hob seine Arme hoch.

O kollarını bana sardı.

- Er umarmte mich.
- Er schlang seine Arme um mich.

Kollarını göğsünün üzerine katladı.

Sie verschränkte ihre Arme über der Brust.

O gömlek kollarını sıvadı.

Er krempelte seine Hemdsärmel hoch.

Mary göğsünde kollarını kavuşturdu.

Maria verschränkte die Arme vor der Brust.

Tom kollarını etrafıma koydu.

Tom legte die Arme um mich.

Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.

Ich sehe ihn. Er winkt mit den Armen.

Kollarını sıva ve işe giriş.

Krempel die Ärmel hoch und pack an.

Adam kollarını bağlıyordu ve açıyordu.

Der Mann öffnete und verschränkte seine Arme.

Kollarını sıva ve işe koyul.

Kremple die Ärmel hoch und mach dich ans Werk.

Yaşlı adam kollarını bağlamış oturuyordu.

Der alte Mann saß mit verschränkten Armen da.

O kollarını onun boynuna attı.

Sie legte ihm die Arme um den Hals.

Kollarını sıvayarak, borca batarak çok çalıştılar.

Sie schufteten und schufteten,

- Tom kollarını sıvadı.
- Tom kolları sıvadı.

Tom krempelte die Ärmel hoch.

- Tom kollarını ona doladı.
- Tom ona sarıldı.

Tom umarmte sie.

Kocasının boynuna kollarını attı ve onu öptü.

Sie umarmte ihren Mann und küsste ihn.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.

Tom wedelte mit den Armen, um Marias Aufmerksamkeit auf sich zu lenken.

Kollarını bağlamış olarak Jim tek başına oturuyordu.

Jim saß alleine da, die Arme verschränkt.

Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.

Viele hatten ihre Arme oder Beine verloren.

Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.

Er hielt sich mit allen anderen Armen mit den Saugnäpfen an der Höhle fest.

İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.

Zwei Männer verloren bei einem Tauziehunfall in Taiwan ihre Arme.

Mary yerde oturdu ve kollarını dizlerinin etrafına sardı.

Maria setzte sich auf den Fußboden und zog die Beine an.

Tom kollarını Mary'nin etrafına koydu ve ona sıkıca sarıldı.

Tom schloss Maria in die Arme und drückte sie ganz fest.

Belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

etwa 100 Muscheln und Steine sammelte... …und seine Arme über seinem verletzlichen Kopf verschränkte.