1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-German
  4. Poker

Translation of "Poker" in German

0.004 sec.

Examples of using "Poker" in a sentence and their german translations:

Poker oynayalım.

- Lass uns Poker spielen!
- Spielen wir Poker!
- Lasst uns Poker spielen!

Nasıl poker oynarsın?

Wie spielt man Poker?

Poker oynamayı severim.

Ich spiele gern Poker.

O poker oynamayı biliyor.

Er weiß, wie man Poker spielt.

Hiç poker oynadın mı?

Hast du schon mal Poker gespielt?

Sadece poker oynamayı öğrendim.

Ich habe gerade Poker spielen gelernt.

O, bizimle poker oynardı.

Er spielte früher immer mit uns Poker.

Tom bizimle poker oynardı.

Tom spielte früher immer mit uns Poker.

Tom bizimle poker oynadı.

Tom hat mit uns Poker gespielt.

Tom poker oynamayı biliyor.

Tom weiß, wie man Poker spielt.

- Tom'la hiçbir koşulda poker oynama.
- Ne olursa olsun, Tom'la poker oynama.

Spiel unter keinen Umständen Poker mit Tom!

- Hiç Tom ile poker oynadın mı?
- Tom'la hiç poker oynadın mı?

Hast du je mit Tom Poker gespielt?

O, onun poker oynamasını istemedi.

Sie wollte nicht, dass er Poker spielt.

Tom ve Mary poker oynuyorlar.

Tom und Mary spielen Poker.

Tom bizimle hiç poker oynamadı.

Tom hat noch nie Poker mit uns gespielt.

Tom bizimle poker oynamayı reddetti.

Tom weigerte sich, mit uns Poker zu spielen.

Biz bütün gün poker oynadık.

Wir spielten den ganzen Tag Poker.

Tom arkadaşları ile poker oynuyor.

Tom spielt nun Poker mit seinen Freunden.

Tom ve arkadaşları poker oynuyorlar.

Tom und seine Freunde spielen Poker.

Tom nasıl poker oynayacağını bilmiyor.

Tom weiß nicht, wie man Poker spielt.

Eğer iskambil kağıdımız yoksa poker oynayamayız.

- Wir können nicht ohne Karten Poker spielen.
- Wir können nicht Poker spielen, wenn wir keine Karten haben.

Tom bizimle poker oynamak istediğini söyledi.

Tom sagte, er wolle mit uns Poker spielen.

Daha önce hiç poker oynamadığın doğru mu?

Stimmt es, dass du noch nie Poker gespielt hast?

Tom bize bizimle poker oynamak istemediğini söyledi.

Tom sagte, er wolle nicht mit uns Poker spielen.

Tom tanıdığım en iyi poker oyuncularından biridir.

Tom ist einer der besten Pokerspieler, die ich kenne.

Tom'un bizimle poker oynamak isteyip istemediğini merak ediyorum.

Ob Tom wohl Lust hätte, mit uns Poker zu spielen?

Tom ve ben birlikte birçok kez poker oynadık.

Tom und ich haben schon viele Male Poker zusammen gespielt.

Gelecek cuma her zamanki poker oyunumuza gelecek misin?

Wirst du nächsten Freitag zu unserem üblichen Pokerspiel kommen?

Tom ve arkadaşları neredeyse her cuma gecesi poker oynar.

Tom und seine Freunde spielen fast an jedem Freitagabend Poker.

Tom bizimle poker oynamak istedi ama Mary ona izin vermedi.

Tom wollte mit uns Poker spielen, doch Maria ließ ihn nicht.

Üç hafta önce Boston'da bir poker oyununda bu gitarı kazandım.

Ich habe diese Gitarre vor drei Wochen beim Pokern in Boston gewonnen.

İyi bir poker oyuncusu birinin ne zaman blöf yaptığını söyleyebilir.

Ein guter Pokerspieler merkt, wenn jemand blufft.

Benim hakkımda bilmen gereken bir şey her cuma gecesi poker oynamamdır.

Eine Sache, die du über mich wissen solltest, ist, dass ich jeden Freitag Abend Poker spiele.

Tom masanın etrafında oturan insanlara daha önce hiç poker oynamadığını söyledi.

Tom teilte den Männern, die um den Tisch herum saßen, mit, dass er noch nie Poker gespielt habe.

Bir el daha poker oynayalım. Paramı geri kazanmak için bir şans istiyorum.

Lasst uns noch eine Runde Poker spielen! Ich will eine Chance haben, mein Geld zurückzugewinnen.