Translation of "Yurtdışına" in German

0.004 sec.

Examples of using "Yurtdışına" in a sentence and their german translations:

Yurtdışına gitmeyi düşünüyorum.

- Ich trage mich mit dem Gedanken, ins Ausland zu gehen.
- Ich denke darüber nach, ins Ausland zu gehen.

O, yurtdışına gitti.

Sie ist ins Ausland gegangen.

O yurtdışına gitti.

Er ging ins Ausland.

Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?

- Planst du ins Ausland zu gehen?
- Hast du vor, ins Ausland zu gehen?

Ben yurtdışına gitmek istiyorum.

- Ich möchte ins Ausland gehen.
- Ich möchte ins Ausland fahren.

Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.

Ich werde nächstes Jahr ins Ausland gehen.

Babam bazen yurtdışına gider.

Mein Vater reist manchmal ins Ausland.

Ken yurtdışına gitmeye karar verdi.

Ken entschied sich, ins Ausland zu gehen.

Sık sık yurtdışına çıkar mısın?

Reist du oft ins Ausland?

Yeterli param olsa, ben yurtdışına gidebilirim.

Hätte ich genug Geld, könnte ich ins Ausland gehen.

Tom neredeyse her yıl yurtdışına gider.

Tom fährt fast jedes Jahr ins Ausland.

Sonunda yurtdışına gitmek için kararını verdi.

Schließlich hat sie beschlossen, ins Ausland zu gehen.

O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.

Er wird nächstes Jahr ins Ausland reisen.

O, hava yoluyla yurtdışına seyahat etmekten hoşlanıyor.

Er reist gerne mit dem Flugzeug ins Ausland.

Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.

Tom reist ins Ausland, um die Welt kennenzulernen.

Yurtdışına seyahat ederseniz, genellikle bir pasaporta ihtiyacınız vardır.

Wenn du nach Übersee reist, brauchst du gewöhnlich einen Pass.

O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.

Damals konnten nur wenige Leute ins Ausland reisen.

Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.

Wegen des plötzlichen Ablebens seines Vaters gab er das Vorhaben auf, im Ausland zu studieren.

- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?

- Wie oft gehst du ins Ausland?
- Wie oft gehen Sie ins Ausland?
- Wie oft geht ihr ins Ausland?

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.

Die Anzahl Studenten, die zum Studieren ins Ausland gehen, nimmt jedes Jahr zu.

- O tek başına yurt dışına gitti.
- Tek başına yurtdışına çıktı.

- Er ist allein ins Ausland gegangen.
- Er ist allein ins Ausland gefahren.

- Ken yurtdışına gitmeye karar verdi.
- Ken yurt dışına gitmeye karar verdi.

Ken entschied sich, ins Ausland zu gehen.

- O, yurt dışına gitmeye karar verdi.
- O, yurtdışına gitmeye karar verdi.

Er entschied sich, ins Ausland zu gehen.