Translation of "çıkmayı" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "çıkmayı" in a sentence and their italian translations:

Dışarı çıkmayı seviyorum.

- Amo uscire.
- Io amo uscire.
- Amo andare fuori.
- Io amo andare fuori.

Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?

Preferisci andare a pesca o a caccia?

Bugün balığa çıkmayı umuyordum.

Oggi speravo di andare a pescare.

Tom yürüyüşe çıkmayı sever.

A Tom piace fare delle passeggiate.

- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.

- Non mi piace uscire quando piove.
- Non mi piace andare fuori quando piove.

Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.

- Non mi piace uscire quando piove.
- Non mi piace andare fuori quando piove.

Hava karardıktan sonra dışarı çıkmayı sevmiyorum.

- Non mi piace uscire dopo il tramonto.
- A me non piace uscire dopo il tramonto.

Babam bana gece dışarı çıkmayı yasaklıyor.

Mio padre mi impedisce di uscire la sera.

İçeride kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

Preferirei andare fuori che stare dentro.

Bu akşam dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

- Preferirei non uscire stasera.
- Io preferirei non uscire stasera.
- Preferirei non uscire questa sera.
- Io preferirei non uscire questa sera.

Evde kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.

- Preferirei uscire che stare a casa.
- Preferirei uscire che restare a casa.
- Preferirei uscire che rimanere a casa.

Ne zaman yurt dışına çıkmayı düşünüyorsun?

Quando ti aspetti di andare all'estero?

Evde kalmaktansa dışarıya çıkmayı tercih ederdim.

Preferirei andare fuori che stare dentro.

Tom bu havada dışarı çıkmayı düşünemeyeceğini söylüyor.

Tom dice che non si può immaginare di uscire con questo tempo.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Ma, per ora, questa famiglia è sopravvissuta alla notte più lunga sulla Terra.

Hangisini yapmayı tercih edersin, evde yemek yemeyi mi yoksa yemek yemek için dışarı çıkmayı mı?

Cosa preferisci, mangiare a casa o andare a mangiare fuori?