Translation of "Avrupa'da" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Avrupa'da" in a sentence and their japanese translations:

Avrupa'da eğleneceğini umuyorum.

ヨーロッパで楽しんでいらっしゃいよ。

Avrupa'da teyzeme rastladım.

私は叔母にヨーロッパで偶然会った。

Avrupa'da hiç bulunmadım.

- 私は一度もヨーロッパへ行ったことがありません。
- ヨーロッパへは一度も行ったことがありません。
- ヨーロッパには一度も行ったことがないんだよ。

Aylardır Avrupa'da dolaşıyor.

彼は何ヶ月もヨーロッパを放浪してきた。

Şu an Avrupa'da oynuyor.

今じゃ ヨーロッパで プレーしていますよ

Avrupa'da bilimsel devrim zamanı.

ヨーロッパでは 科学革命が起きていました

Ne sıklıkta Avrupa'da bulundun?

何回ヨーロッパにいったことがあるのですか。

Avrupa'da Paris'i ziyaret ettim.

ヨーロッパにいる間に僕はパリをたずねた。

İki kez Avrupa'da bulundum.

私はヨーロッパへ二度行った事があります。

Hiç Avrupa'da bulundun mu?

今までヨーロッパに行ったことがありますか。

Avrupa'da savaş sona erdi

ヨーロッパで起こっていた戦争は終わった。

Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.

ヨーロッパでは学校は9月に始まる。

Hırvatistan güneydoğu Avrupa'da bir ülkedir.

クロアチアはヨーロッパの東南部に位置する国である。

Birkaç yıl önce Avrupa'da karşılaştık.

私たちは2、3年前にヨーロッパで出会った。

Avrupa'da bir yere gitmek istiyorum.

- 私はヨーロッパのどこかに行きたい。
- ヨーロッパのどこかに行ってみたいんだ。

Ben bir kez Avrupa'da bulundum.

私はかつてヨーロッパに行ったことがある。

Bu yaz Avrupa'da bisikletle dolaşacağım.

この夏は、自転車でヨーロッパ横断旅行をしよう。

Orta Avrupa'da birkaç yıl barış vardı:

数年の間、中央ヨーロッパには平和がありました。

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.

ヨーロッパを旅行している間に列車の中ですりにあった。

Avrupa'da bir sürü farklı insan var.

ヨーロッパには多種多様な人々がいます。

Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.

ヨーロッパでの奴隷制度の廃止は、やがてアメリカにも波及しました。

O pek çok kez Avrupa'da bulundu.

彼は何度もヨーロッパに行ったことがある。

- Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.
- Avrupa'da Tokyo kadar çok nüfuslu hiçbir şehir yoktur.

ヨーロッパのどの都市も、東京ほど人口が多くはない。

Avrupa'da gitmek istediğin bir yer var mı?

ヨーロッパで行ってみたい場所とかある?

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.

その歌手は日本だけでなくヨーロッパでも有名である。

Şimdi bile Avrupa'da hayaletlere inanan birçok kişi var mı?

ヨーロッパには今でも幽霊がいると思っている人が大勢いるんですか。

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

海上封鎖により ヨーロッパでの食料と燃料の不足は 深刻な域に達していた

Çatallar yıllardır Avrupa'da ve Yakın Doğu'da kullanılıyordu, ama yalnızca yemek pişirmek için.

フォークは、ヨーロッパや近東地域で長年にわたって使われていたが、それはもっぱら調理用にのみであった。

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.

イザドラダンカンはとても優雅に踊ったので、ヨーロッパのダンスに招かれた。