Translation of "Dışı" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Dışı" in a sentence and their japanese translations:

Fazlasıyla gerçek dışı.

あまりにも非現実的でした

O gerçek dışı.

それは非現実的だ。

çağ dışı patent sistemi.

米国はその制度を世界中に 広げようとしています

Fikirlerin oldukça çağ dışı.

君の考えは完全な時代遅れだ。

Bu sıra dışı mıdır?

これは珍しいことなの?

Hayatım gerçek dışı görünüyor.

私の人生は嘘のようにおもえる。

Bu yasa dışı parayla da

この違法な現金で

Binanın içi ve dışı çürümüş.

その建物は内外ともぼろぼろになっている。

Onun teorisi kesinlikle gerçek dışı.

彼の理論は、全く現実的ではなかった。

Suçum bana gerçek dışı görünüyor.

私の罪は幻のように思える。

Bu kitap biraz çağ dışı.

この本はちょっと時代おくれだ。

Sıra dışı bir şey yapmadım.

おかしなことは何もしなかった。

- Asansör bozuk.
- Asansör hizmet dışı.

- エレベータが故障している。
- エレベーターが壊れています。

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

しかし その可能性は非常に低いのです

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

‎驚きの生態が明らかになった

İngilizcede sıra dışı bir yeteneği var.

彼は英語にずばぬけた才能を持っている。

At arabası şimdi kesinlikle çağ dışı.

馬車は今では完全に時代遅れだ。

Yasa dışı parktan dolayı ceza yedi.

彼は駐車違反で罰金をとられた。

O, yasa dışı bir eylem yaptı.

彼は違法行為をした。

Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.

予算は不正確で、しかも非現実的に思える。

Okuldan sonra müfredat dışı aktivitelerimiz var.

放課後にはクラブ活動があります。

Amerika'ya yasa dışı uyuşturucu ticareti için kullanan

CIAが中南米へ援助を送っていたため 思いがけず

Anlaşmalı hastanelere gidip anlaşma dışı faturalar alan

自分の保険会社が 費用を負担する病院を利用したのに

Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.

プログラマーが宇宙人を まだ登場させていないだけとか

Bu, hala çevrimdışı veya bağlantı dışı olan

つまり まだネットに繋がっていない 人たちの数が

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

‎心を揺さぶる体験が ‎待っている

Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.

海外の子会社は最高級品を生産しています。

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

- 何か妙なにおいがしませんか。
- 何か変なにおいしない?

Onun hakkında sıra dışı bir şey var.

- 彼にはどこか変わったことがある。
- 彼にはどこか、変わった所がある。

Sakar adam onun sıra dışı yeteneğini kıskandı.

不器用なその男は彼女の並外れた才能を羨ましく思った。

Tom çok samimi ve içi dışı bir.

トムはとても気さくで社交的だ。

- Bu çok sıradışı.
- Bu çok olağan dışı.

これ、すごく変わってるね。

Bu kutunun dışı yeşildir ama içi kırmızıdır.

このはこの外は緑だが中は赤である。

Tom kesinlikle yaptığının yasa dışı olduğunu biliyordu.

トムは自分のしていたことは違法だと確かにわかっていた。

"üç yaşındayken babam Meksika'ya sınır dışı edildiği için

「私がどれだけお父さんに会いたいか 先生に知っておいてほしい

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

地球外の文明は その年の夏の間に 始まっていたのかもしれません

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

この惑星を 私達は地球外の知的生命体と 既に共有していると言う人もいます

O stok dışı, sana yeniden kullanma hakkı verebilirim.

もう売り切れてしまったのですが、次回有効券をお渡しいたします。

Mary meditasyon yaparken bir beden dışı deneyim yaşadı.

メアリさんは凝らししながら幽体離脱を経験しました。

Onun yurt dışı yatırımlarda çok deneyimli olduğunu duydum.

私は、彼は海外投資の経験が豊富だと聞きました。

Hayvanlar gerçek ve gerçek dışı arasında ayrım yapamaz.

動物は虚偽と真実を区別できない。

Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.

こんな変わった料理ははじめてです。

Onların meslektaşları bir yurt dışı şubesine transfer edildi.

彼らの同僚は海外の支店に転勤になった。

Bazı yeni ofis ekipmanları almalıyız, elimizdekiler çağ dışı.

新しい事務用品を購入しなければならない、我々の持っているものは古くさい。

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

‎風で声が聞こえないため ‎夜目に頼るしかない

Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...

‎夜がもたらすものは ‎厳しい試練や‎―

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

‎すごいものを見たと ‎当時は気づかなかった

Birçok bisiklet istasyonun önünde yasa dışı olarak park edilmektedir.

駅前には多くの自転車が違法に止められています。

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

‎だが人々はツバメのために ‎煙突の使用をやめた

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

カナダには、木を切るのが違法とされる地域が沢山ある。

Kimse bu insanları yasa dışı uyuşturucu ticaretinde rol almak için zorlamadı

こうしたコミュニティに対して 麻薬密売への関与を強制した人はいません

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

‎ドレスを着て舞うような ‎動きを見せる

Mütevelli Yönetim kurulu yurt dışı holdingleri görevden almak için oy kullandı.

理事会は海外の持ち株を放棄することを議決しました。

Bu defa ilk kez özel bir villada kaldım, ve gerçekten olağan dışı bir şeydi.

今回はじめてプライベートヴィラに滞在しましたが、これがなかなか良いです。