Translation of "Ertesi" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Ertesi" in a sentence and their japanese translations:

Ertesi gün Noel'di.

次の日はクリスマスだった。

- Ertesi sabah Paris'e gidiyordum.
- Ertesi sabah Paris'e gidecektim.

- 私は翌朝パリに向かう予定だった。
- 僕は明くる朝パリへ立つことになっていた。

Paris saldırılarının ertesi günü,

パリでのテロ事件の翌日

Ertesi yıl , Grande Armée'nin

翌年 、グランデ・アルメ の参謀長、または「少将」としての彼の役割

Okul ertesi gün başlar.

学校は明後日から始まります。

Ertesi gün hayatını kaybetti.

その次の日に彼は死んだ。

Ertesi gün Kyoto'ya varacak.

彼は明後日京都に到着する予定です。

Ertesi gün bacaklarım acıyordu.

翌日は足が痛かった。

Ertesi gün o gitti.

その翌日、彼は去った。

Ertesi gün evde olmalıyım.

翌日は家に戻ることになっていた。

Ertesi gün Japonya'dan ayrılacaklardı.

彼らは次の日、日本を去る事になっていた。

Tom ertesi gün tutuklandı.

- トムは翌日に逮捕された。
- トムは次の日に逮捕された。

Ertesi sabah erken başlamayı kararlaştırdık.

我々は翌朝早く出発することで一致した。

Ertesi gün beni göreceğini söyledi.

翌日私に会うと彼はいった。

Biz ertesi sabah çok uykuluyduk.

翌朝は眠たかったです。

Ertesi yıl bir aktris oldu.

彼女はその翌年に女優になった。

Bana ertesi gün başlayacağını söyledi.

明日出発すると彼は言った。

Ertesi gün zamanın var mı?

あさって、時間がありませんか。

Onu ancak ertesi gün bulabildiler.

翌日になって初めて、彼らは彼女を見つけた。

Ona ertesi gün gelmesini söyledim.

私はかれに明日来なさいと言った。

Ertesi gün beni görmeye gel.

明後日いらして下さい。

Her iki taraf ertesi günü savaş.

両軍とも翌日は戦闘準備に費やした

Ertesi gün suya girmek çok korkutucuydu.

‎翌日の早朝 ‎不安を抱えて海に潜った

O, ertesi gün eve gideceğini söyledi.

彼は翌日に家に帰ると言った。

Biz ertesi gün Nikko'yu ziyaret ettik.

私たちは翌日日光を訪れた。

O, annesine ertesi gün çalışacağını söyledi.

明日勉強すると彼は母に言った。

Ve ertesi gün ne yapacağınız konusunda endişeliyseniz

翌日しなければ いけない事への心配や

Ertesi yıl Soult ve Masséna Cenova'da kuşatıldı.

翌年、ソウルトとマセナはジェノヴァで包囲されました。

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

‎その翌日・・・ ‎大きなサメが

İsa ertesi gün Celile'ye gitmeye karar verdi.

その翌日、イエスはガリラヤに行こうとされた。

Ertesi sabah onu trenle seyahat ederken buldum.

彼は翌朝、列車で旅をしていた。

Ona ertesi gün oraya gidip gitmeyeceğini sordum.

私は彼に翌日そこへ行くかどうかと聞いた。

Ertesi yıl 1. Dünya Savaşı patlak verdi.

翌年、第一次世界大戦が始まりました。

Ertesi gün, hepimiz korkunç içki mahmurluğu geçirdik.

次の朝はみんなひどい二日酔いした。

O ertesi sabah Amerika'ya gideceği için sinirliydi.

翌朝アメリカへ出発することになっていたので、彼は興奮していた。

Kardan adam ertesi sabaha kadar tamamen erimişti.

次の日の朝、雪だるまは完全に解けていた。

- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri döndü.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri gitti.

- トムは月曜日に来て翌日帰った。
- トムは月曜日に来て、次の日帰った。

Bu, başkanın göreve başlama töreninin ertesi günü oldu.

これは大統領の就任式典の 翌日のことでした

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

翌日 農民の息子が 野生の馬に乗って出かけると

Ertesi yıl Lannes, Montebello Dükü olarak yüceltildi ve

翌年、ランヌはモンテベロ公爵として崇拝され、

. Ney'in birliği Austerlitz Savaşı'nı kaçırdı, ancak ertesi yıl

。 ネイの軍隊はアウステルリッツの戦いを逃したが、 翌年に

Arabada eve giderken ertesi gün için planlar yapıyordu.

帰宅途中の車のなかで、彼は翌日の計画を立てた。

Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.

トムとジェーンは喧嘩したが、翌朝には仲直りした。

Doktordan ertesi gün tekrar gelip oğluna bakmasını istedi.

明日もう一度息子を往診してくれるように、彼女は医師に頼んだ。

O, ertesi gün Nancy'nin boş olup olmadığını sordu.

彼はナンシーに明日ひまですかと尋ねた。

Ertesi sabah New York için yola çıkmayı planlamıştım.

私は翌朝ニューヨークに向かう予定でした。

Bir kamera aldım fakat ertesi gün onu kaybettim.

私はカメラを買ったが、その翌日になくしてしまった。

Ertesi sabah erkenden sirk bir sonraki kasabaya gitti.

翌朝早くサーカス団は次の町へ出発した。

Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.

- 私は時計を買って、その翌日になくしてしまった。
- 腕時計を買って、次の日になくしてしまった。

İlk treni yakalamak için ertesi sabah erken kalktım.

私は一番列車に乗るために翌朝早く起きた。

Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,

翌日、ランヌの軍団はオーストリアの中心部への攻撃を主導しました

Ertesi yıl Fransa, Avusturya ve Prusya ile savaş halindeydi

翌年、フランスはオーストリアやプロイセンと戦争をし

Ertesi yıl, Eylau'da, Davout'un birliği , Rus kanadını döndürmeye çalışırken

翌年のアイラウでは、ダヴーの軍団が再び中心的な役割を果たし、

Ertesi yıl, Altıncı Kolordu'nun Avusturya'ya karşı savaşmasına öncülük etti.

翌年、彼は第6軍団を率いてオーストリアとの戦争を行った。

Ertesi yıl, kusursuz bir şekilde delinen birlikleri , Grande Armée'nin

翌年、彼の完璧に掘削された部隊は、第4軍団( グランデアルメの

O, onların okul müdürünün ertesi gün oraya gideceğini söyledi.

彼は彼らの校長先生がその翌日そこへ行くだろうと言った。

Ertesi sabaha kadar beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.

翌朝まで待つしかなかった。

Filipinler'de yedi yaşındaki bir kız ısırıldı ve ertesi gün öldü.

フィリピンで7歳の少女が かまれた翌日に死亡

Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.

翌朝オステンザッケンの軍がいる モンミライユに向かった

Biz bütün o geceyi, ertesi günü, sonraki geceyi mahzende geçirdik.

その晩と次の日とその夜中ずっと地下室で過ごしたのよ。

Tom pazartesi günü geldi ve ertesi gün eve geri gitti.

- トムは月曜日に来て翌日帰った。
- トムは月曜日に来て、次の日帰った。

O zaman meşgul olduğunu ama ertesi gün boş olacağını söyledi.

今は忙しいが明日はひまになるだろうと彼は言った。

Leclerc'in ölümleri onun için bir yol açtı. Ertesi yıl, Davout'un birlikleri

可能性が非常に高い 。 翌年、ダヴーの軍隊

O bir el çantası satın aldı ama ertesi gün onu kaybetti.

彼女はハンドバッグを買ったが、その翌日に紛失した。

Ertesi yıl Polonya'da, tümeni Pultusk'ta zorlu bir savaş gördü, ancak daha sonra

ました。 翌年のポーランドでは、彼の師団はプウトゥスクで激しい戦いを繰り広げましたが、その後

Ertesi gün, Davout'un birlikleri büyük bir Avusturya şafak saldırısında savaştı… sonra kendi saldırısını

翌日、ダヴーの軍隊はオーストリアの大規模な夜明けの攻撃を撃退しました…それから彼ら自身の 攻撃を

Oğullarıyla uzun bir yürüyüş yaptığında o hamlamıştı ve ertesi gün gergin ve ağrılıydı.

彼は息子達と一緒に遠くまでハイキングに出かけた時、体調が思わしくなかったので、その翌日、足腰が痛くて思うように動けなかった。

Olduğu haberini aldı ve Napolyon'un taç giyme töreni için Paris'e dönme emri aldı. Ertesi yıl

ニュースを受け取り 、ナポレオンの戴冠式のためにパリに戻るように命じました。