Translation of "Evlilik" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Evlilik" in a sentence and their japanese translations:

- Evlilik nasıl gidiyor?
- Evlilik hayatı nasıl?

結婚生活はどんな感じだい?

Evlilik bir piyangodur.

結婚は運次第。

Mutlu evlilik yıldönümü.

結婚記念日おめでとう。

Evlilik ciddi bir konudur.

結婚は重大な問題だ。

Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.

- 結婚生活は夫婦仲が良ければ天国であり、夫婦仲が悪ければこの世の地獄である。
- 結婚は、睦まじければ理想郷、争い絶えねば生き地獄。

O, evlilik vasıtasıyla benimle akrabadır.

彼は結婚して親戚になった。

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.

結婚生活の型は大いに変わりつつある。

Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.

結婚の習慣は国によって異なる。

Evlilik teklifini memnuniyetle kabul etti.

彼女は喜んで彼のプロポーズを受け入れた。

Aynı cinsiyetten evlilik burada yasaldır.

- この国では同性婚が合法化されている。
- この地域では同性婚が認められている。
- この州では同性婚は合法だ。

Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.

私たちの結婚記念日はもうすぐです。

Bugün ebeveynlerimin evlilik yıl dönümü.

今日は両親の結婚記念日です。

Evlilik resepsiyonuma daha önce gelmeliydin.

あなたは私の結婚披露宴にもっと早く来るべきだったのに。

Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.

私の両親はお見合い結婚でした。

Dün onuncu evlilik yıl dönümümüzü kutladık.

- 昨日私たちは結婚10周年のお祝いをした。
- 私たちは昨日、十年目の結婚記念日を祝った。

İlk kuzenler evlilik için çok yakındırlar.

いとこ同士は結婚するには血が近すぎる。

Ben evlilik haberine gerçekten memnun oldum.

あなたの結婚の知らせを聞いて本当に喜んでいます。

Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.

彼の結婚生活を見て幻滅を感じた。

Bu evlilik onun kariyeri için avantajlı olacak.

この結婚はかれの将来にとって有利になるだろう。

Evlilik yıl dönümümüz için güzel bir yere gidelim.

結婚記念日のお祝いに、どこかおしゃれなとこに行こうよ。

Size uzun ve mutlu bir evlilik hayatı diliyorum.

いつまでもお幸せに!

Günümüzde evlilik, kadınlar için mutlaka bir zorunluluk değil.

結婚は女性にとって必ずしも当たり前のものではなくなってきている。

Ondan evlilik teklifimi kabul edemediğini söyleyen bir mektup aldım.

彼女から結婚できませんという旨の手紙が届いた。

İki insan birbirini anlarsa evlilik harika bir şey olabilir.

結婚は2人が互いを理解し合えばすばらしいものとなりうる。

O evlilik hayatımızın iyi gitmediği gerçeği için beni suçluyor.

彼女は結婚生活がうまくいかないのを私のせいだと言う。

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.

プロポーズもしないうちから、結婚式の計画をするのは、本末転倒だ。

Aşk tek başına başarılı bir uluslararası evlilik için yeterli değildir.

国際結婚は愛だけで成せるほど簡単ではない。

Herkes için aşikardır ki, evlilik er ya da geç ayrılmayla sonuçlanır.

その結婚が遅かれ早かれ離婚にいたることは誰の目にも明らかだった。

- Tom evlilik yüzüğünü çıkarıp gölete attı.
- Tom alyansını çıkarıp gölete attı.

トムは結婚指輪を外して池に投げ捨てた。

Daha önce birkaç evlilik yaptım ama hiçbiri bana hak ettiğim mutluluğu vermedi.

私は既に何度も結婚生活というものを経験したが、その中のどれ一つとして私が享受すべき幸福を与えてくれるものではなかった。

Evlilik,eğer insan gerçekle yüz yüze kalacaksa bir beladır fakat gerekli bir bela.

現実を見れば、結婚は悪だ。だが、必要な悪だ。

İnsanlar eski kafalı olduğumu söyleyebilir, ama bir insan evlilik öncesi cinsel ilişkiye girmemeli.

私の頭が古いと言われるかもしれないが、結婚前に男女の関係を持つべきではないと思う。

Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.

それは愛情深い結婚であり、今後数年間でダヴーにとって大きな力の源であることが証明されました。

Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.

多くの女性がより高い教養とキャリアを追求し、それ故に結婚と出産を先延ばしにしている。

Çok yaşlı bir çift 75.evlilik yıldönümünü kutlamak için şık bir akşam yemeğine çıkıyor.

超年老いた夫婦が、結婚75周年を祝して豪華な夕食を食べていた。