Translation of "Kapıya" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Kapıya" in a sentence and their japanese translations:

Kapıya vuruluyor.

誰か戸をたたいている。

Kapıya tırmandım.

私は入り口のところまで行った。

Onlar kapıya vurdu.

彼らはドアをぶち破った。

Kapıya doğru yöneldi.

- 彼は戸口の方へ進んで行った。
- 彼は戸口の方に進んだ。
- 彼はドアのほうに進んだ。

Notu kapıya yapıştırdı.

彼はメモをドアに糊で貼った。

Kimse kapıya bakmadı.

誰も玄関へ応対に出なかった。

Kapıya dikkat edin.

ドアをよく見ていてください。

Sakince kapıya yürüyün.

ドアまでゆっくり歩きなさい。

Kapıya hafifçe vurdu.

彼は戸をトントンとたたいた。

Bill, kapıya cevap ver.

ビル、玄関に出てくれ。

Yavaşça kapıya doğru yürü.

ドアまでゆっくり歩きなさい。

Kapıya dayanan adam kimdir?

門にもたれている人は誰ですか。

O arabasını kapıya çekti.

彼女は門のところに車を停めた。

O, kapıya doğru koştu.

彼女はドアの方へ走った。

O, kapıya doğru yürüdü.

彼はドアの方へ歩いて行った。

Ön kapıya kadar gittim.

私は玄関のところまで行った。

Beni kapıya götürür müsün?

私を門まで連れて行ってくださいませんか。

Ben kapıya doğru koştum.

私はドアのほうへ走った。

Benim koltuğum kapıya yakın.

私の席はドアの近くだ。

Kalabalık kapıya doğru bastırdı.

群集は門に向かって殺到した。

John kapıya doğru ilerledi.

ジョンは門のところまで出てきた。

Arkadaşlarını karşılamak için kapıya gitti.

彼女は友人を迎える為に玄関へ行った。

Onların hepsi kapıya doğru gitti.

彼らはみなドアの方に向かって進んだ。

Kapıya yeni bir kol taktım.

私は戸に新しい取っ手を付けた。

Bir araba ana kapıya yanaştı.

車が正門のところへきて止まった。

Kapıya kadar onunla ilgilenmene gerek yoktu.

君は彼を玄関まで見送る必要はなかったのだ。

Kırık kapıya geçici bir onarım yaptım.

壊れたドアに応急的な修理をした。

Kapıya en yakın oturan oğlanı tanıyorum.

ドアの一番近くに座っている少年を知っています。

- Biri kapıyı yumrukluyor.
- Biri kapıya vuruyor.

だれかがドアをどんどんたたいている。

Kapıya doğru yöneldi ve kaçmaya çalıştı.

彼は戸口の方へ向かった、そして逃げようとした。

O, son hızla kapıya doğru gitti.

彼は全速力でドアの方へ向かった。

Tom ayağa kalktı ve kapıya yöneldi.

トムは立ち上がってドアに向かった。

Kapıya doğru yolumu el yordamıyla buldum.

私は手探りで戸口まで歩いていった。

Kapıya gittiğimizde çok yağmur yağmaya başladı.

私たちがちょうどその門にたどり着いた時、雨が激しく降り出した。

Benzin kamyonu kapıya çarptı ve patladı.

ガソリンを積んだトラックが門に衝突して爆発した。

Onunla kapıya kadar ilgilenmene gerek yoktu.

君は彼を玄関まで見送る必要はなかったのだ。

Onu kapıya kadar uğurlamanıza gerek yoktu.

君は彼を玄関まで見送る必要はなかったのだ。

Zil çalar çalmaz, Tom kapıya yöneldi.

ベルが鳴るとすぐにトムはドアに向かった。

Kadın, sandalyesinden kalktı ve sonra kapıya baktı.

夫人は、椅子から立上った。そして、扉の方を見た。

Ona kapıya kadar eşlik etmeniz gerekli değildi.

君は彼を玄関まで見送る必要はなかったのだ。

Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.

夫人は、椅子から立上った。そして、扉の方を見た。

Sami kapıya gitti ve iki kere çaldı.

サミはドアに行って2度ノックした。

Fred kapıya ulaşmaya çalıştı fakat yolda masa vardı.

フレッドはドアのところへ行こうとしたがテーブルが邪魔になった。

Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.

列になってきちんと戸口まで歩きなさい。

Onlar her zaman köpeği kapıya bağlı tutar mı?

彼らはいつも犬を門につないでおくのですか。

Bay Wood kapıya geldi ve Tony'nin annesiyle konuştu.

ウッドさんが玄関に出てきて、トニーの母親に話しかけました。

Konserden sonra kalabalık en yakın kapıya doğru gitti.

演奏会が終わると人々は近くの出口へ急いだ。

Tom Mary'nin kolunu yakaladı ve onu kapıya doğru çekti.

トムはメアリーの腕をつかみ、ドアの方に向かって引っ張っていった。

Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.

隣の部屋で何が起こっているのか聞こうとして、トムはドアに耳を押しあてた。