Translation of "Yüzünü" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Yüzünü" in a sentence and their japanese translations:

Yüzünü vitrine bastırdı.

その子は顔を店の窓に押しつけた。

Onun yüzünü tokatladı.

彼女は彼の顔をひっぱたいた。

Taninna'nın yüzünü unutamam.

私はタニンナの顔を忘れられない。

Utançla yüzünü eğdi.

おどおどして首をたれた。

Tom'un yüzünü göremedim.

トムの顔が見えなかった。

- Yüzünü bu tarafa çevir.
- Yüzünü bu yana dön.

- 顔をこちらへ向けなさい。
- 顔はこっちに向けて。

- Yüzünüzü yıkayın.
- Yüzünü yıka.

顔を洗いなさい。

Esinti onun yüzünü öptü.

そよ風が彼女の顔をなでた。

Annemin yüzünü hâlâ görebiliyorum.

別れた母の顔がまだ目にのこっている。

Sonunda gerçek yüzünü gösterdi.

- 彼もとうとうメッキがはがれた。
- 彼もついに馬脚を露わした。

Buralarda tekrar yüzünü gösterme.

- 二度と顔を出すな。
- もう二度とこの辺に顔を出せるな。

O, onun yüzünü gördü.

彼女は彼の顔をちらりと見た。

Şimdiden büyükannemin yüzünü unutuyorum.

私はおばあさんの顔をもう忘れかけている。

Ay, yüzünü bulutta sakladı.

月は雲に顔を隠した。

Mary elleriyle yüzünü sakladı.

メアリーは両手で自分の顔を隠した。

Yüzünü ve ellerini yıka.

顔と手を洗いなさいよ。

Onun yüzünü gördün mü?

彼女の顔を見ましたか?

Ben onun yüzünü sevmiyorum.

彼女の顔は好きではありません。

Yüzünü ellerinin arasına sakladı.

彼女は両手で顔をおおった。

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

‎そして新月の頃に‎―

''Bu teknoloji kızımın yüzünü güldürdü.''

「この技術は娘に 笑顔を与えてくれました」

Okula gitmeden önce yüzünü yıka.

学校へ行く前に顔を洗いなさい。

Yorgunluk belirtileri için yüzünü inceledi.

やつれの跡があるかどうか彼の顔をじっと見た。

Pencerede bir adamın yüzünü gördüm.

窓の内側に男の顔が見えた。

O, yüzünü denize doğru döndü.

彼は海の方を向いた。

O, bir mendille yüzünü sildi.

彼女はハンカチで顔をふいた。

Babaannemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.

私は祖母の顔を正確には覚えていない。

Diş ağrısı onun yüzünü şişirdi.

歯痛のために彼の顔ははれあがった。

Yüzünü görebilmem için yakına gel.

お顔が見えるようにもっと近くにおいでください。

Bu, yüzünü iyi görmek için.

おまえの顔をよく見るためだよ。

Yüzünü kuzeye dönersen, doğu senin sağındadır.

北を向くと、東は右側になる。

O, yüzünü bir havlu ile kuruladı.

彼女はタオルで顔を拭いた。

Onun yüzünü loş bir ışıkta gördüm.

薄暗い光の中で彼の顔を見た。

O, onun yüzünü görünce ağlamaya başladı.

彼女は彼の顔を見て泣き始めた。

Adamın yüzünü hatırlıyorum fakat adını hatırlayamıyorum.

私はその男の顔は覚えているが名前が思い出せない。

Onun yüzünü hatırlayabiliyorum ama onun adını hatırlayamıyorum.

彼の顔は覚えているんだが、名前を思い出せない。

Kız, göz yaşlarıyla hâlâ ıslak yüzünü kaldırdı.

少女はまだ涙でぬれている顔を上げた。

Vücut sabunu ile hiç yüzünü yıkadın mı?

ボディーソープで顔洗ったことある?

O onun göz yaşlarını görmesin diye yüzünü geri çevirdi.

彼女は彼に涙を見られないように顔をそむけた。

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

‎ついには水から出て ‎空気から酸素を取り込む ‎やっと太陽が顔を出した

Jane ile partiye gitmek için söz verdim, ve onun yüzünü kara çıkaramam.

パーティーに行くってジェインに約束したし、彼女をがっかりさせるわけにはいかないんだ。

Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.

あんな男の顔なんか二度と見たくないから、あいつの写真を全部びりびりに破って燃やしてやったわ。