Translation of "Alanı" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Alanı" in a sentence and their portuguese translations:

Manyetik alanı var fakat

tem um campo magnético, mas

Bu, onun uzmanlık alanı.

- É a especialidade dele.
- É a sua especialidade.
- Essa é a especialidade dele.

Bu alanı oldukça iyi biliyorum.

Eu conheço muito bem este lugar.

Ben çok geniş bir alanı görebiliyorum

Eu posso ver uma área muito grande

Marsın da manyetik bir alanı vardı

Marsin também tinha um campo magnético

Savaş alanı ölü ve yaralılarla doluydu.

O campo de batalha estava repleto de mortos e feridos.

Bu bir koruma alanı olarak adlandırıldı.

Essa foi designada uma área de conservação.

Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.

O rio inundou uma grande área.

Tom bu alanı avucunun içi gibi biliyor.

Tom conhece esta área como a palma da sua mão.

Sebzeler yetiştirmek için bu alanı kullanabilir miyim?

- Posso usar esse espaço para cultivar plantas?
- Posso usar este lugar para cultivar verduras?

...gerçekten de çok tuhaf gece yaratıklarının yaşam alanı.

que encontramos alguns seres noturnos bizarros.

Bu yüzden dünyanında dev bir manyetik alanı var

então existe um enorme campo magnético no seu mundo

Bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi

essa explosão afetou diretamente a área de 2 mil quilômetros quadrados

Güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor

campo magnético do sul muda a cada 11 anos

Meyve ağaçları büyümek için geniş bir alan alanı gerektirir.

Árvores frutíferas necessitam de muito espaço para crescer.

- Tom birçok şeyle ilgileniyor.
- Tom'un geniş bir ilgi alanı var.

Tom tem uma ampla variedade de interesses.

- Mahallemizde bir oyun alanı var.
- Mahallemizde bir çocuk parkı var.

Há um parquinho em nosso bairro.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

A abundância de presas tornam este local o campo de treino ideal para um jaguar jovem que está a aprender a sobreviver sozinho.