Translation of "Bildiği" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Bildiği" in a sentence and their portuguese translations:

çünkü sonuçlarını bildiği için

porque ele conhece as consequências

Herkesin bildiği cümleler var.

Há frases que todo mundo conhece.

Vardır her halde bir bildiği

De qualquer forma, ele sabe

Bu, kadınların zaten bildiği bir şey.

É uma coisa que as mulheres já sabem.

Muhtemelen hepinizin bildiği gibi, Ben Maria'yım.

Como todos já devem saber, sou Maria.

Fransızca Tom'un bildiği tek yabancı dildir.

O francês é a única língua estrangeira que Tom sabe.

O, ona bildiği her şeyi öğretti.

Ela o ensinou tudo o que sabia.

Hepimizin bildiği bir şey de var Batman

há algo que todos conhecemos Batman

O herkesin bildiği gibi, o bir dahidir.

Como todos sabem, ele é um gênio.

Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.

A arte é a forma mais intensa de individualismo que o mundo já conheceu.

Onun İspanya hakkında çok şey bildiği söyleniyor.

Diz-se que ele saiba muitas coisas sobre a Espanha.

şimdi erkeklerin bildiği bir oyun var 9 aylık

agora existe um jogo que os homens conhecem 9 meses

Tom'a bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.

Tom não tinha permissão para dizer a Maria tudo o que sabia.

Tom'un bildiği kadarıyla, Mary John'la birlikte Boston'da olabilirdi.

Pelo que o Tom sabia, Maria poderia estar em Boston com o John.

Tom balıkçılıkla ilgili bildiği her şeyi Mary'ye öğretti.

- Tom ensinou a Mary tudo o que sabia sobre pescar.
- Tom ensinou a Mary tudo o que sabia sobre pesca.

Ve Norveçlilerin bildiği ilk şey yaklaşan silahların parıltısını görmekti.

a primeira coisa que os noruegueses sabiam foi ver o brilho de armas se aproximando.

Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.

Como todos sabem, hoje é um dia muito expressivo para nós.

Tom hatalı olduğunu bildiği zaman bile hatalı olduğunu asla kabul etmez.

Tom nunca admite que está errado, mesmo quando sabe que está.

Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.

Cristóvão Colombo, como todos sabem, é reverenciado pela posteridade por ter sido o último a descobrir a América.

- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.

Eu nunca conheci ninguém que saiba tanto sobre a história da Austrália quanto Tom.