Translation of "Kazanır" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Kazanır" in a sentence and their portuguese translations:

Herkes kazanır.

- Todo mundo ganha.
- Todo mundo sai ganhando.

Kötülük bazen kazanır.

O mal às vezes vence.

Umarım takımım kazanır.

- Espero que meu time vença.
- Tomara que meu time vença.

O, öğreterek yaşamını kazanır.

Ela ganha a vida ensinando.

Futbolcular çok para kazanır .

Jogadores de futebol ganham muito dinheiro.

O, sattıklarından %5 kazanır.

Ele ganha cinco por cento do que vende.

Tom her zaman kazanır.

Tom vence todas as vezes.

O, ayda 300,000 yen kazanır.

Ele ganha 300.000 ienes por mês.

O, maaşımın iki katını kazanır.

Ele ganha o dobro do que eu ganho.

- Hangi takım kazanır?
- Hangi takım kazanacak?

- Qual time vai ganhar?
- Qual time vai vencer?

Sanırım o, balık satarak para kazanır.

- Acho que ele faz dinheiro vendendo peixe.
- Eu acho que ele faz dinheiro vendendo peixe.

O bir ayda ne kadar kazanır?

Quanto ele ganha por mês?

Tom bir ayda ne kadar kazanır?

Quanto o Tom ganha por mês?

John oyun oynadığımız her zaman kazanır.

John ganha toda vez que jogamos esse jogo.

Tom saatte üç yüz dolar kazanır.

Tom ganha trezentos dólares por hora.

- O benden üç kat daha fazla kazanır.
- Benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanır.

- Ele ganha três vezes mais que eu.
- O salário dele é o triplo do meu.

Tom benim kazandığımın üç katı fazla kazanır.

Tom ganha três vezes mais do que eu ganho.

O benden üç kat daha fazla kazanır.

Ele ganha três vezes mais que eu.

Tom benim iki katım kadar çok kazanır.

- Tom ganha o dobro que eu.
- Tom ganha o dobro do que eu ganho.

Tom benim üç katım kadar çok kazanır.

Tom ganha três vezes mais do que eu.

- İnşallah sağduyu kazanır.
- İnşallah aklıselim hakim olur.

Vamos esperar que o senso comum prevaleça.

O benim kazandığımdan üç kat daha fazla kazanır.

Ele recebe três vezes mais do que eu.

Hangi oyunu oynarsa oynasın, o her zaman kazanır.

Não importa qual jogo ele jogue, sempre vence.

- Tom çok para kazanır.
- Tom çok para kazanıyor.

Tom ganha muito dinheiro.

Birçok kumarbaz, at yarışı pistinde para kazanır ve kaybeder.

Muitos apostadores ganham e perdem dinheiro nas corridas de cavalos.

O, benim kazandığımdan üç katı daha fazla para kazanır.

Ele ganha três vezes mais dinheiro do que eu.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

Ele normalmente é muito direto e sincero e portanto ganha a confiança daqueles que o conhecem.

"Mary benim kazandığımın on katını kazanır," Tom şikayet etti ve hâlâ ev giderlerinin yarısını ödememi bekliyor.

"Maria ganha dez vezes mais dinheiro do que eu," reclamou Tom "e mesmo assim ela quer que eu pague metade das despesas domésticas."