Translation of "Yarısını" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yarısını" in a sentence and their portuguese translations:

Yarısını bırakmış. Belki beğenmemiştir.

Ele deixa-o meio cheio. Se calhar, não gosta.

Bana onun yarısını verin.

Dê-me metade.

Vakit gece yarısını geçmiş.

Já passou da meia-noite.

Tom onun yarısını bilmiyor.

Tom não sabe nem a metade.

Tom paranın yarısını aldı.

Tom levou metade do dinheiro.

Toplumun yarısını düşman ilan ediyor

declarando metade da sociedade um inimigo

Ben zaten sana yarısını verdim.

- Eu já te dei metade.
- Eu já dei a metade a você.
- Já dei a metade a vocês.

Bu pastanın yarısını ister misin?

Você quer a metade do bolo?

İyi bir soru, yanıtın yarısını içerir.

Uma pergunta bem feita contém metade da resposta.

O, kiranın yarısını ödemeyi kabul etti.

Ela concordou em pagar metade do aluguel.

Tom tek başına pastanın yarısını yedi.

Tom comeu metade do bolo sozinho.

Tom problemlerin sadece yarısını doğru olarak çözdü.

Tom resolveu corretamente apenas metade dos problemas.

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.

Eu terminei metade do trabalho e agora vou fazer um intervalo.

Tom çikolatalı barın yarısını kaybetti ama bir arkadaş kazandı.

Tom perdeu metade da barra de chocolate, mas ganhou um amigo.

Biz oturma odamızın yarısını kaplayan büyük bir piyano aldık.

Compramos um piano de cauda que ocupou metade da nossa sala de estar.

İçinde bir kurt olduğunu fark etmeden önce elmanın yarısını yedim.

Comi metade da maçã antes de perceber que havia uma lagarta nela.

"Mary benim kazandığımın on katını kazanır," Tom şikayet etti ve hâlâ ev giderlerinin yarısını ödememi bekliyor.

"Maria ganha dez vezes mais dinheiro do que eu," reclamou Tom "e mesmo assim ela quer que eu pague metade das despesas domésticas."