Translation of "şeydir" in Russian

0.008 sec.

Examples of using "şeydir" in a sentence and their russian translations:

Öğrenmek bir şeydir, öğretmek başka bir şeydir.

Знать - это одно, а учить - это совсем другое.

Bu hoşlandığım şeydir.

Это то, что мне нравится.

O yapacağım şeydir.

Я так и сделаю.

Sevgi her şeydir.

Любовь - это всё.

Kontrol her şeydir.

Контроль — это всё.

Aşk güzel şeydir.

- Любовь — прекрасная вещь.
- Любовь — прекрасная штука.

Aile her şeydir.

Семья - это всё.

Hatırlamak önemli şeydir.

Это важно помнить.

O yazdığım şeydir.

Я так и написал.

Para her şeydir.

Деньги — это всё.

- Savaş korkunç bir şeydir.
- Savaş çok kötü bir şeydir.

Война - ужасная вещь.

Bu garip bir şeydir.

созданный Томасом Джефферсоном,

Bu iğrenç bir şeydir.

Это мерзость.

Bilgisayar harika bir şeydir.

Компьютер — это замечательная вещь.

Temel olarak, aynı şeydir.

В принципе, это то же самое.

Sanat ciddi bir şeydir.

Искусство - серьезная штука.

Bu gerçekten bir şeydir.

Это действительно нечто.

Savaş korkunç bir şeydir.

Война - ужасная вещь.

Yaratıcılık bizim aradığımız şeydir.

Нам нужна творческая жилка.

Sağlık en önemli şeydir.

Здоровье — это самое главное.

Sanırım o her şeydir.

По-моему, это всё.

Moda değişken bir şeydir.

Мода — вещь изменчивая.

O, kaçınılmaz bir şeydir.

Это неизбежно.

Bu doktorun yazdığı şeydir.

Это то, что доктор прописал.

Gerçek tehlikeli bir şeydir.

Правда — опасная вещь.

Bu benim istediğim şeydir.

- Это то, что я хочу.
- Это то, чего я хочу.
- Я этого и хочу.
- Этого я и хочу.

O fark yaratan şeydir.

- В этом и заключается разница.
- В этом и состоит отличие.

İş bana göre her şeydir.

Работа для меня всё.

O, kitap kurdu denilen şeydir.

Он, что называется, книжный червь.

İş benim için her şeydir.

Работа для меня - всё.

Sanırım hayat onu yaptığın şeydir.

Я думаю, жизнь такова, каковой её сделаешь ты.

Çocukları övmek önemli bir şeydir.

Хвалить детей важно.

Bu benim iyi olduğum şeydir.

- Вот в чем я силен.
- Вот в чем я хорош.
- Вот в чем я сильна.
- Вот в чем я хороша.

Bir zeplin nasıl bir şeydir?

- Как выглядит дирижабль?
- На что похож дирижабль?

Konsantrasyon çok basit bir şeydir.

Концентрация - очень простая вещь.

Zamanının ve yeteneğinin olduğu bir şeydir.

есть время и способности выучить язык.

üniversiteler, müzeler yapmak iyi bir şeydir.

создание университетов, музеев — хорошее дело,

Hayat gerçekten de iyi bir şeydir.

Жизнь действительно хорошая штука.

Söylemek ve yapmak iki farklı şeydir.

Сказать и сделать – это разные вещи.

İyiliği olmayan güzelliğin değeri hiçbir şeydir.

Красота без доброты ничего не стоит.

Hemen polisi aramak önemli bir şeydir.

Важно сразу же вызвать полицию.

Bir telefon onsuz yapamayacağın bir şeydir.

Телефон — это то, без чего нельзя обойтись.

Pizza yapmak Tom'dan öğrendiğim bir şeydir.

Как делать пиццу - одно из того, что я узнал от Тома.

Bilmek ve yapmak iki farklı şeydir.

Знать и делать — две разные вещи.

Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.

Закон и политика — две разные вещи.

O bir beyefendiden başka her şeydir.

Он кто угодно, но не джентльмен.

O, yapılması gereken mantıklı bir şeydir.

Это было бы разумно.

Bu tam olarak Tom'un yaptığı şeydir.

- Это именно то, что сделал Том.
- Том именно это и сделал.
- Том именно так и сделал.
- Том именно так и поступил.

Bu her sabah yaptığım ilk şeydir.

Это первое, что я делаю каждое утро.

İp atlamak, kızımın en sevdiği şeydir.

Моя дочка любит прыгать через скакалку.

O tam da ihtiyacım olan şeydir.

- Это именно то, что мне было нужно.
- Это точно то, что мне нужно было.

Bir kadın için çanta her şeydir.

Сумочка для женщины - всё.

Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.

Мы убеждаем себя, что непременно должны мириться с чем-то плохим.

Öğrenmek bir şey sağduyu başka bir şeydir.

Учёба - это одно, а здравый смысл - другое.

Bir sürü kitap okumak iyi bir şeydir.

Читать много книг — дело хорошее.

Hiçbir şey yapmamak, yapılacak en kolay şeydir.

Ничего не делать проще всего.

Bence bu, Tom'un bana söylemeye çalıştığı şeydir.

- Думаю, что это то, что Том пытался сказать мне.
- Я думаю, это Том и пытался мне сказать.

O bir şey değilse, başka bir şeydir.

Не одно, так другое.

Bu benim çok gurur duyduğum bir şeydir.

Это то, чем я очень горжусь.

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

Смысл скрывается под всей этой мишурой».

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

Обезьяне легко залезть на дерево.

Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.

Знать — это одно дело, а обучать — другое.

Sınır dışı etme ve soykırım iki farklı şeydir.

Депортация и геноцид — разные вещи.

Ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.

и наука говорит нам о том же.

- O, yürüyen sözlük dediğimiz şeydir.
- Ona yürüyen sözlük denilir.

Он из тех людей, которых называют ходячим словарём.

Hayat bir denizanası için bile güzel muhteşem bir şeydir.

Жизнь - это красивая великолепная вещь, даже для медузы.

O filmi izlemek Hindistan'a yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

Посмотреть тот фильм - это как съездить в Индию.

Hayat siz başka planlar yapmakla meşgulken başınıza gelen şeydir.

Жизнь — то, что с тобой случается, пока ты занят другими делами.

Onu öpmek bir şey, ve sevmek başka bir şeydir.

Поцеловать её — это одно, а любить — совсем другое.

Bazen en zor şey ve en doğru şey aynı şeydir.

Иногда самое трудно и самое правильное - одно и то же.

- Bu, beni mutlu eden şey.
- Bu, beni mutlu eden şeydir.

Вот то, что меня радует.

Bu, bazı ülkelerde bir hediye ve diğerlerinde rüşvet denilen şeydir.

Это то, что называется «подарок» в одних странах, и «взятка» в других.

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.

Загранпаспорт - это вещь, без которой нельзя поехать в чужую страну.

Piyanoda bir şey çalmak onun yapmak için en sevdiği şeydir.

Играть на пианино - его любимое занятие.

- Gramer çok karmaşık bir şey.
- Dil bilgisi çok karmaşık bir şeydir.

Грамматика — очень сложная вещь.

Sigarayı bırakmak dünyadaki en kolay şeydir. Binlerce defa bıraktığım için biliyorum.

Нет ничего легче, чем бросить курить. Я знаю, поскольку я делал это тысячи раз.

Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

Целовать курильщика - это как лизать пепельницу.

- Ben buna alışığım.
- Bu alışık olduğum bir şeydir.
- Ben alışığım buna.

Это то, к чему я привык.

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

Старшим нелегко понять подобную музыку.

- Ben ikiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülük benim nefret ettiğim şeydir.

- Ненавижу лицемерие.
- Я ненавижу лицемерие.

İnsan beyni harika bir şeydir. Konuşmak için sen ayakta kalana kadar çalışır.

Человеческий мозг — удивительная штука. Он работает до того момента, как ты встаёшь, чтобы произнести речь.

Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.

Смерть - это только горизонт. А горизонт - это не что иное, как ограниченность поля зрения.

- O, tam olarak benim istediğimdir.
- O tam olarak benim istediğim şeydir.
- İstediğim tam olarak budur.

- Это как раз то, чего я хотела.
- Это именно то, чего я хотел.

- Yapmak zorunda olduğum şey budur.
- Yapmak zorunda olduğum şey odur.
- O benim yapmak zorunda olduğum şeydir.

Вот что мне надо сделать.