Translation of "çaldığında" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "çaldığında" in a sentence and their spanish translations:

Telefon çaldığında banyodaydım.

Yo estaba en el baño, cuando el teléfono sonó.

Telefon çaldığında banyo yapıyordum.

- Me estaba bañando cuando sonó el teléfono.
- Tomaba un baño cuando el teléfono sonó.

Telefon çaldığında gitmek üzereydim.

- Estaba yo por salir cuando sonó el teléfono.
- Estaba a punto de salir cuando sonó el teléfono.

Alarm çaldığında hırsız kaçtı.

El ladrón huyó cuando saltó la alarma.

Telefon çaldığında Tom uyandı.

Tom se despertó cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.

Estaba viendo TV cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında eve girmek üzereydim.

El teléfono sonó apenas llegué a casa.

Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.

El profesor terminó la clase cuando sonó la campana.

Tom telefon çaldığında tatlısını yiyordu.

Tom estaba comiendo el postre cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında yatmaya gitmek üzereydim.

Estaba a punto de irme a la cama cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydim.

Estaba a punto de salir cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.

- Mi papá estaba por salir cuando sonó el teléfono.
- Mi padre estaba a punto de irse cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında öğle yemeği yiyordum.

Estaba comiendo el almuerzo cuando el teléfono sonó.

Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.

- Estaba comiendo cuando sonó el teléfono.
- Estaba almorzando cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.

Iba a salir cuando sonó el teléfono.

O, telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydi.

Estaba a punto de salir cuando sonó el teléfono.

Zil çaldığında, öğretmen sınıfını paydos etti.

El profesor terminó la clase cuando sonó la campana.

Tom Mary kapıyı çaldığında gitmek üzereydi.

Tom estaba a punto de irse cuando María golpeó a la puerta.

Telefon çaldığında, hepimiz evden ayrılmak üzereydik.

Estábamos apunto de salir cuando sonó el teléfono.

Telefon çaldığında eve zar zor girmiştim.

El teléfono sonó apenas llegué a casa.

Telefon çaldığında evi terk etmek üzereydim.

- Cuando sonó el teléfono estaba a punto de salir.
- Estaba a punto de salir de la casa cuando sonó el teléfono.

Birisi kapıyı çaldığında o yatmaya gitmek üzereydi.

Ella estaba por irse a dormir cuando alguien tocó la puerta.

Telefon çaldığında cevap vermek için ona koştu.

Cuando sonó el teléfono, él corrió a contestarlo.

Alarmım çaldığında onu her zaman uykumda kapatırım.

Cuando suena mi alarma, siempre la corto dormido.

Kapı zili çaldığında Tom bir banyo yapmak üzereydi.

Tom estaba a punto de tomar un baño cuando sonó el timbre.

Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.

Ella acababa de empezar a leer el libro cuando alguien golpeó la puerta.

Onun çalar saati çaldığında, Mary zaten esniyordu ve geriniyordu.

Cuando sonó el despertador, Mary ya estaba bostezando y desperazándose.

John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi.

Tom y Mary se estaban por sentar a cenar cuando John golpeó la puerta.

- Tekrar telefon çaldığında, onu görmezden gelmeyi planlıyorum.
- Telefon tekrar çalarsa, onu duymazdan gelmeyi planlıyorum.

Voy a ignorar el teléfono si suena de nuevo.