Translation of "Bakıyordu" in Spanish

0.038 sec.

Examples of using "Bakıyordu" in a sentence and their spanish translations:

Ona bakıyordu.

Él la estaba observando.

- Tom sana bakıyordu.
- Tom size bakıyordu.

- Tom os estaba observando.
- Tom te estaba observando.

Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.

Estaba mirando más allá de mí y solo mirando el suelo.

Herkes bana bakıyordu.

Y todos me miran fijamente.

O, gökyüzüne bakıyordu.

Él miraba el cielo.

O bana bakıyordu.

Ella me estaba observando.

Tom bana bakıyordu.

Tomás estaba mirándome.

Sanırım sana bakıyordu.

Yo creo que él te miraba a ti.

Tom size bakıyordu.

Tom os estaba observando.

Tom sana bakıyordu.

Tom te estaba observando.

O, pencereden dışarı bakıyordu.

Él estaba mirando por la ventana.

Korkulu gözlerle ona bakıyordu.

Ella le miró fijamente con ojos temerosos.

Tüm oğlanlar Tom'a bakıyordu.

Todos los muchachos estaban mirando a Tom.

O, bir mikroskop ile bakıyordu.

Él estaba mirando a través de un microscopio.

Tom bazı bikinili kızlara bakıyordu.

Tom estaba viendo a algunas chicas en bikini.

Tom üç yıldır Mary'ye bakıyordu.

Tom ha estado buscando a Mary durante tres años.

Sami, Leyla'ya dik dik bakıyordu.

Sami estaba mirando a Layla.

Sanki birini bekliyormuş gibi etrafına bakıyordu.

Él miraba a su alrededor como si esperara a alguien.

O, aylak aylak pencereden dışarı bakıyordu.

Ella estaba sin hacer nada mirando por la ventana.

Ömer mısır yerken Ali ata bakıyordu.

Mientras Omer comía maíz, Alí miraba al caballo.

O bir ev satın alma olasılığına bakıyordu.

Él estaba investigando la posibilidad de comprar una casa.

Hemen hemen bardaki her adam Mary'ye bakıyordu.

Prácticamente cada sujeto en el bar estaba mirando a María.

Tom evcil hayvan olarak bir sincap bakıyordu.

Tom tenía una ardilla como mascota.

Bir polis şüpheli bir yayaya dik dik bakıyordu.

Un policía estaba observando a un peatón sospechoso.

- O, ona nefretle baktı.
- O ona nefretle bakıyordu.

Ella lo miró con odio.

Arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu

volteo y veo dos hermosos ojos verdes debajo de mí,

Tom pencereden gizlice bakıyordu ve Mary ve John'un öpüştüğünü gördü.

Tom ojeó por la ventana y vio a Mary y John besándose.

Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.

Una vez que volví a abrir mis ojos, Amina me miraba fijamente desde el fondo de su vaso de cerveza.

- Tom ve Mary her ikisi de John'a bakıyordu.
- Hem Tom hem de Mary John'a baktı.

Ambos, Tom y Mary, observaron a John.

- Maçta bütün aile kaşlarını çattı.
- Ailenin tamamı evliliğe karşıydı.
- Bu ilişkiye tüm aile soğuk bakıyordu.

- Nadie de la familia vio el matrimonio con buenos ojos.
- Toda la familia desaprobaba el matrimonio.