Translation of "Beklenmedik" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Beklenmedik" in a sentence and their spanish translations:

Beklenmedik değildi.

No ha sido inesperado.

Beklenmedik sonuçlar açıklandı.

Anunciaron resultados inesperados.

Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.

Teníamos visitas inesperadas.

Adalet beklenmedik yollarla çalışır.

La injusticia se presenta de maneras sorprendentes.

Hiç beklenmedik bir durum.

Algo totalmente inesperado.

Beklenmedik bir zorlukla karşılaştık.

Nos encontramos con una dificultad inesperada.

Beklenmedik bir şey oldu.

Ocurrió algo inesperado.

O beklenmedik engellerle karşılaştı.

Él enfrentó obstáculos imprevistos.

Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.

Durante mi estadía, recibí un regalo inesperado.

Mücevher beklenmedik bir yerde bulundu.

Encontraron la joya en un lugar inesperado.

Gezimiz sırasında beklenmedik olaylarımız olmadı.

No tuvimos ningún incidente inesperado durante nuestro viaje.

Tom beklenmedik bir şekilde öldü.

Tom murió de forma inesperada.

beklenmedik bir olay dizisi yaşanması gerekti.

necesitaba una serie de eventos improbables.

Neden beklenmedik bir şeyde umuzsuzluğa düşelim?

¿Por qué desesperar cuando lo desconocido llama a la puerta?

Ben, onun beklenmedik ziyaretinden mutlu oldum.

Yo estaba feliz con su inesperada visita.

Tom'un garip mantığı beklenmedik sonuçlar verdi.

La extraña lógica de Tom dio resultados inesperados.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

A veces, en la naturaleza, hay giros inesperados.

Beklenmedik bir şey olmazsa seni yarın görebileceğim.

Si no ocurre nada imprevisto, mañana podré verte.

Dün hava durumu beklenmedik bir şekilde gerçekleşti.

- Inesperadamente, el pronóstico del tiempo se cumplió ayer.
- Inesperadamente, el pronóstico del tiempo de ayer se cumplió.

Biraz şans bazen beklenmedik bir başarıya götürür.

Una pizca de suerte a veces lleva a eventos inesperados.

Dün havaalanında beklenmedik bir anda onunla karşılaştım.

Me lo encontré por casualidad en el aeropuerto ayer.

O, markette beklenmedik bir şekilde ona rastladı.

Se encontró inesperadamente con ella en el mercado.

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.

Recibir un regalo de ti fue una sorpresa inesperada.

Fakat, hikayem burada yine beklenmedik bir şekil aldı.

Pero aquí es donde mi historia toma un giro inesperado.

Bir sabah, o, caddede beklenmedik şekilde onunla karşılaştı.

Una mañana ella se lo encontró inesperadamente en la calle.

Büyükanne beklenmedik bir şekilde öldüğünde aile derinden sarsıldı.

La familia sufrió una conmoción cuando la abuela murió inesperadamente.

Beklenmedik bir şey gündeme geldiği için yarın seni karşılayamayacağım.

No podré juntarme contigo mañana porque surgió algo inesperado.

- Birden beklenmedik bir şey oldu.
- Aniden umulmadık bir şey meydana geldi.

De repente ocurrió algo inesperado.