1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-Spanish
  4. Bilgisayarın

Translation of "Bilgisayarın" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Bilgisayarın" in a sentence and their spanish translations:

Bilgisayarın rengi kırmızıdır.

El color del computador es rojo.

Tom bilgisayarın başında.

Tom está en la computadora.

Bilgisayarın var mı?

- ¿Usted tiene ordenador?
- ¿Tienes un ordenador?

Senin bilgisayarın tamamen korumasız.

Tu computador está completamente desprotegido.

Bir bilgisayarın var mı?

¿Tienes un ordenador?

Bu senin bilgisayarın mı?

¿Es este tu cuaderno?

Gardırobunuz da bilgisayarın hafızası gibidir.

El ropero es lo mismo que la memoria de la computadora.

Evde bir bilgisayarın var mı?

¿Tienes un computador en casa?

Kişisel bilgisayarın benimki ile aynı.

Tu ordenador personal es idéntico al mío.

Bu bilgisayarın fiyatı çok düşüktür.

El precio de este ordenador es muy bajo.

İki tane bilgisayarın var mı?

¿Tienes dos ordenadores?

Senin yanında dizüstü bilgisayarın var mı?

¿Llevas tu portátil?

Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.

Esta computadora tiene un procesador Pentium.

Bu bilgisayarın bir Pentium mikroişlemcisi var.

Este ordenador tiene un microprocesador Pentium.

Tom bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamıyor.

Tom no entiende cómo funciona un ordenador.

Bilgisayarın başında öylece oturmayın, bir karar vermelisiniz.

No se queden frente a la computadora, deben tomar una decisión.

Bilgisayarın başında öylece oturmayın. Bir karar vermelisiniz.

No se queden frente a la computadora, decidan.

Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?

- ¿Cuántos computadores has tenido hasta ahora?
- ¿Cuántos ordenadores has tenido hasta ahora?
- ¿Cuántos ordenadores habéis tenido hasta ahora?

- O bilgisayar dört çekirdekli işlemciye sahip.
- O bilgisayarın dört çekirdekli işlemcisi var.
- O bilgisayarın işlemcisi dört çekirdekli.

- Ese computador tiene un procesador quad-core.
- Ese computador tiene un procesador de cuádruple núcleo.

Tom yeni bilgisayarın ne kadara mal olacağını kesin olarak bilmiyordu.

Tom no sabía con seguridad cuánto costaría el nuevo ordenador.

Bunun sebebi tıpkı bir bilgisayarın işlemcisinin çok yoğun bir şekilde çalışması gibi

Esto se debe a que el procesador de una computadora está trabajando muy duro

Macintosh bilgisayarın virüs barındırması Windows'la çalışan bir bilgisayardan çok daha az olasıdır.

Es mucho menos probable que un Macintosh tenga un virus que un computador con Windows.

- Tom bilgisayar başında haddinden çok zaman geçiriyor.
- Tom bilgisayarın başında çok fazla zaman geçiriyor.

Tom pasa demasiado tiempo en el computador.