Translation of "Kalanını" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Kalanını" in a sentence and their spanish translations:

Hikayenin geriye kalanını bilirsin.

- Conoces el resto de la historia.
- Te sabes el resto de la historia.

Geriye kalanını sana bırakacağım.

- Te dejaré el resto a ti.
- Te dejo el resto a ti.

Dünyanın geri kalanını nasıl etkileyecek?

¿Y cómo afectará al resto del mundo?

Geri kalanını duymak istemiyor musun?

¿No querés escuchar el resto?

Ailenin geri kalanını taklit edebilir.

Él puede imitar al resto de la familia.

Yemek artıklarının kalanını kim yedi?

¿Quién se comió el resto de las sobras?

Sandviçimin geri kalanını istiyor musun?

- ¿Quieres el resto de mi sándwich?
- ¿Queréis el resto de mi sándwich?

Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.

- Me gustaría pasar el resto de mi vida con vos.
- Me gustaría pasar el resto de mi vida contigo.

O ses cümlenin geri kalanını getiriyor:

la voz completa el resto de la frase con:

Bu çocuk sınıfın geri kalanını geçti.

Este muchacho adelanta al resto de la clase.

Eğer istersen kekin geriye kalanını yiyebilirsin.

Puedes comerte el resto del pastel si quieres.

Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!

Bien, guardaré el resto en el bolsillo. ¡Gran hallazgo!

Sütün kalanını içmemin bir sakıncası var mı?

- ¿Te importaría si me tomo el resto de la leche?
- ¿Les importaría si me tomo el resto de la leche?

Hayatımın geri kalanını pişman olarak geçirmek istemiyorum.

No quiero pasarme el resto de mi vida arrepintiéndome de ello.

Hayatının geri kalanını Tom'la yaşamak istiyor musun?

¿Querés vivir con Tom por el resto de tu vida?

Hayatımın geri kalanını pişmanlık duyarak geçirmek istemiyorum.

No quiero pasarme el resto de mi vida arrepintiéndome de ello.

Hayatımın geri kalanını seninle birlikte geçirmek istiyorum.

Quiero pasar el resto de mi vida contigo.

Tom hayatının geri kalanını Amerika'da geçirmek istedi.

- Tom quería pasar el resto de su vida en Estados Unidos.
- Tom quería pasar el resto de su vida en América.

Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.

Tom no quiere pasar el resto de su vida en la cárcel.

Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

Tomé algo de leche y el resto lo puse en la heladera.

Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.

- Mi interés está en el futuro porque es allí donde voy a pasar el resto de mi vida.
- Mi interés está en el futuro, porque ahí es donde pasaré el resto de mi vida.
- Me interesa el futuro porque en él voy a pasar el resto de mi vida.

Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.

Tom quería pasar el resto de su vida con Mary.

Tom ve Mary yaşamlarının geri kalanını birlikte geçirmek istediler.

Tom y María querían pasar el resto de sus vidas juntos.

Ne yazık ki, biz onun işinin geri kalanını bilmiyoruz.

Lamentablemente, no conocemos el resto de su obra.

Tom jambonun bir kısmını yedi, ve sonra geriye kalanını buzdolabına koydu.

Tom se comió parte del jamón, y luego dejó el resto en el refrigerador.