Translation of "Planlıyor" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Planlıyor" in a sentence and their spanish translations:

Ne yapmayı planlıyor?

¿Qué planea hacer?

Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?

- ¿Tienes previsto ir al extranjero?
- ¿Tienes pensado ir al extranjero?

İki şirket birleşmeyi planlıyor.

- Las dos empresas planean fundirse.
- Las dos empresas planean fusionarse.

Oriental Hotel'da kalmayı planlıyor.

Planea quedarse en el hotel Oriental.

Yarın Tokyo'ya gelmeyi planlıyor.

Planea venir mañana a Tokio.

Uzun kalmayı planlıyor musun?

¿Planeas quedarte mucho tiempo?

Erkek arkadaşından ayrılmayı planlıyor.

Ella planea terminar con su novio.

Toplantıya katılmayı planlıyor musun?

¿Estás planeando participar en la reunión?

Tom bir gezi planlıyor.

Tomás está planificando un viaje.

- Erkek arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- O erkek arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

Ella planea terminar con su novio.

Dick kendi başına gitmeyi planlıyor.

Dick planea ir solo.

Otobüsle Boston'a gitmeyi planlıyor musun?

¿Planeas ir a Boston en bus?

Onlara yardım etmeyi planlıyor musunuz?

¿Acaso piensas ayudarlos?

İran uzaya maymun göndermeyi planlıyor.

Irán planea mandar un mono al espacio.

Tom ne olduğunu öğrenmeyi planlıyor.

Tom pretende averiguar qué está pasando.

- 10:00'a kadar çalışmayı planlıyor musun?
- Saat ona kadar çalışmayı planlıyor musun?

¿Pretendes trabajar hasta las diez?

O, yeni bir bisiklet almayı planlıyor.

Planea comprar una bicicleta nueva.

Ağabeyim bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

Mi hermano mayor está planeando trabajar en una fábrica de medicamentos.

Okuldan sonra bir mektup yazmayı planlıyor.

Piensa escribir una carta después de clase.

Kaçınız yarın tekrar burada olmayı planlıyor?

¿Cuántos de ustedes planean estar aquí otra vez mañana?

O bize yardım etmeyi planlıyor mu?

¿Planea ayudarnos?

Tom gelecek yıl üniversiteye gitmeyi planlıyor.

Tom planea ir a la universidad el año que viene.

Hâlâ Boston'a geri gitmeyi planlıyor musunuz?

- ¿Todavía estás planeando volver a Boston?
- ¿Piensas volver a Boston todavía?

Tom gelecek hafta Boston'a gitmeyi planlıyor.

Tom planea ir a Boston la semana que viene.

Tom pazartesi günü Mary'yi görmeyi planlıyor.

Tom planea ver a Mary el lunes.

Tom gelecek hafta tatile gitmeyi planlıyor.

Tom planea irse de vacaciones la próxima semana.

Tom gelecekte daha dikkatli olmayı planlıyor.

Tom pretende ser más cuidadoso en el futuro.

Yakın zamanda bir gezi planlıyor musun?

¿Tenés planes de viajar pronto?

Tom başka bir araba almayı planlıyor.

Tom planea comprar otro auto.

Tom Mary için bir sürpriz parti planlıyor.

Tom está planeando una fiesta sorpresa para Mary.

Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.

Aunque Tom está enfermo, planea ir a la escuela.

Tom Fransızca konuşan birini işe almayı planlıyor.

Tom planea contratar a alguien que habla francés.

Tom yağmur duruncaya kadar burada kalmayı planlıyor.

Tom planea estar aquí hasta que pare de llover.

Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.

Tom planea redecorar su dormitorio.

Şirketimiz Rusya'da yeni bir kimya tesisi kurmayı planlıyor.

Nuestra empresa está planeando construir una nueva planta química en Rusia.

Tom ve Mary aynı adaya oy vermeyi planlıyor.

Tom y Mary están planeando votar al mismo candidato.

Tom öğle yemeğinden hemen sonra seni aramayı planlıyor.

Tom planea llamarte justo después del almuerzo.

Tom Mary'nin doğum günü için özel bir şey planlıyor.

Tom está planeando algo especial para el cumpleaños de Mary.

Tom hasta olmasına rağmen ev ödevini zamanında yaptırmayı planlıyor.

Aunque Tom está enfermo, planea terminar su tarea a tiempo.

Tom eline geçecek ilk fırsatta Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.

Tom planeaba visitar a Mary a la primera oportunidad que tuviera.

Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?

¿Te apetece unirte a nosotros para tomar algo después?

- Yuriko mobilya işine geçmeyi tasarlıyor.
- Yuriko mobilya işine geçmeyi planlıyor.

Yuriko está planeando pasarse al negocio de los muebles.

Tom bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamayı planlıyor.

Tom planea vivir en Boston durante más de un año.

Saat 10:00'a kadar çalışmaya devam etmeyi planlıyor musun?

¿Planeáis seguir trabajando hasta las diez?

Bu hafta sonu Tom ve Mary, John ve Alice ile iki çiftli bir randevuya gitmeyi planlıyor.

Este fin de semana, Tom y Mary planean salir a una cita doble con John y Alicia.