Examples of using "المد" in a sentence and their turkish translations:
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.
Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.
Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Endonezya'nın Lembeh Boğazı'ndan geçen gelgit suları
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.
Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.