Translation of "نظر" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "نظر" in a sentence and their turkish translations:

نظر إليّ

Bana öylece baktı.

نظر إلي بدهشة.

O, şaşkınlıkla bana baktı.

نظر إلى السماء.

O, gökyüzüne baktı.

نظر توم الى محفظته

Tom ajandaya baktı.

أو تُسرد بوجهة نظر معينة.

anlatılmaz ya da sınırlı ve yanlış bir bakış açısından aktarılır.

فمن وجهة نظر باحثةٍ شابة

Bu, makale yayınlamak isteyen

ودمج أفكار ووجهات نظر مختلفة،

ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

نظر سامي إلى باب ليلى.

Sami, Layal'in kapısına baktı.

الكرة الأخرى تختفي أمام نظر الجميع،

Diğer top da gözünüzün önünde kayboluyor

وفجأة، نظر المساعد إلى أينشتاين وقال:

ve asistan birden Albert Einstein'a baktı ve dedi ki

لذلك، من وجهة نظر اقتصادية بحتة:

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

إذ نظر إلى الشخصية المحورية وقال:

Merkez karaktere baktı

فتح توم ثلاجته و نظر داخلها.

Tom buzdolabını açtı ve içine baktı.

ولا تستمع فقط الى وجهة نظر أخرى --

Ve sadece farklı bir görüş duymayın,

والنظر إلى أعمالكم من وجهة نظر القارئ.

yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

نظر توم لنفسه في مرآة الرؤية الخلفية.

Tom dikiz aynasında kendine baktı.

لأننا نعرضها من وجهة نظر طفل يعيش بيننا.

çünkü biz bunu çocuğun yaşadığı deneyimle görüyoruz.

‫نظر الزقة متكيف مع صيد السمك تحت الماء.‬

Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.

لكنّ هذا من وجهة نظر ماليّة فحسب، أليس كذلك؟

Bu yalnızca finansal açı.

كنت لأنساق وراء النجاح أكثر، ولأعاني من قصر نظر.

Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.

أننا اكتشفنا ما قد أغفله تمامًا كل من نظر قبلنا:

inceleme yapan herkesin gözünden kaçan bir şeyi keşfetmiş olmamız:

نظر السلطان والمبعوثون إلى بعضهم البعض في صمت لبعض الوقت

Bir süreliğine Sultan ve elçiler birbirlerine sessizce baktılar.

في نظر فلاد ( هؤلاء يجب ان تنظف الارض من عالتهم لحياة أفضل )

Vlad'ın görüşününe göre, onlar daha iyi bir öteki dünya için dünyevi acılara maruz bırakıldılar

في بعض الاحيان هذه القصص تسرد غير كاملة أو تسرد بوجهه نظر معينة.

Bazen bu hikâyeler anlatılmaz ya da yanlış bakış açısından anlatılır.

لقد نظر في الأشياء بشكل جيد ، لماذا أتعايش معه ، وقال وعمل متصفحه الخاص.

Baktı ki işler iyi ben neden dışarı ile anlaşıyorum ki dedi ve kendi tarayıcısını yaptı.

من وجهة نظر عسكريّة، فإنّ غزّة منطقة عزلاء و لهذا يختارها الجيش الإسرائيلي لإبراز عضلاته.

Askerî anlamda Gazze tamamen savunmasız. İsrail ordusunun güç gösterisi yapmak için bu bölgeyi seçmesinin sebebi bu.

كان سامي طبيبا جيّدا من وجهة نظر تقنيّة، لكنّ مشكل إدمانه على الكحول منعه من ممارسة مهنته.

Sami teknik açıdan iyi bir doktordu ama alkol bağımlılığı onun çalışmasını engelledi.