Examples of using "Habitable" in a sentence and their turkish translations:
aslında insan yaşamı için yaşanabilir olan
Tüm evlerin yaşanabilir olması gerekiyor.
Patagonya'yı yerleşilebilir kılmalıyız, ki bu mümkün. Atacama Çölü'nün iklimini değiştirebiliriz.
Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.