Examples of using "Cents" in a sentence and their turkish translations:
Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.
Bu yapboz beş yüz parçadır.
Ben 200 dolar vergi ödedim.
Yaklaşık 80 sent kaybettim.
Yüz sent bir dolar yapar.
Bu üç yüz dolar eder.
1500 baş sığırım var.
Yaklaşık üç yüz dolar ödünç almak istiyorum.
Nakit üç yüz dolarım var.
Üç yüz dolar ödünç almam gerekiyor.
Tom bana 300 dolar verdi.
Şu evler 500 yıllıktır.
Bu masanın fiyatı üç yüz dolar.
- 300'ü aşkın insan tutuklandı.
- 300'ü geçkin insan tutuklandı.
Ben bunu 300 dolara aldım.
On üzeri yüz anlamına geliyor bu kelime.
500 Yen ödünç verebilir misiniz?
Bir dolar yüz sente eşittir.
Fiyat üç yüz dolar.
Bu, haftada beş yüz avroya mal oluyor.
Hiç kimse iki yüz yaşına kadar yaşayamaz.
İki yüz dolar vergi ödedim.
Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
En az üç yüz tane kitabı var.
Üç yüz dolara daha ihtiyacım var.
Bunlar en az üç yüz dolar değerinde olmalı.
O buradan en az üç yüz mil.
Beş yüzden daha fazla kişi yaralandı.
Her birimize üç yüz dolar verildi.
Cebinden 5 cent değerinde bir jeton çıkıyor
İstediğim ceket üç yüz dolara fiyatlandırıldı.
- Bir günde iki yüz e-postadan daha fazlasını alıyorum.
- Günde iki yüzden fazla e-posta alıyorum.
Tom üç yüz dolar kazandığını söyledi.
Bu nehir iki yüz kilometre uzunluğunda.
Türbe iki yüz yıl önce inşa edildi.
- On dimen bir dolara eşittir.
- Yüz sent bir dolara eşittir.
Arabayı tamir ettirmek 300 dolara mal oldu.
Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eskiz kalmıştır.
Arabamı tamir ettirmek bana üç yüz dolara mal oldu.
O umut verici bir işte iki yüz dolarlık yatırım yaptı.
400 kelimeden daha fazla yazmanıza gerek yok.
- Kaç kuruş bir lira yapar?
- Kaç peni bir pound yapar?
- Bir sterlin kaç penidir?
Yalnızca tek makam için üç yüz başvuru sahibi var.
Bir pire kendi yüksekliğinde 200 kere atlayabilir.
Bir gün, altmış sekiz bin dört yüz saniye sürer.
Ben atalarımı 200 yıl geriye kadar izleyebilirim.
Tom, Mary ve John'a her birine üç yüz dolar verildi.
Of ya, arabamı tamir ettirmek bana iki yüz kâğıda mal oldu.
İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.
İki adet 45 sentlik pul satın almak istiyorum, lütfen.
Sayfa sayısı 500'den fazla olan kitaplardan hoşlanmıyorum.
Milan ile Venedik arası yaklaşık üçyüz kilometredir.
Tom arabasını üç yüz dolara Mary'ye sattı.
Bir fincan kahve, o günlerde 200 yene mal oldu.
Üç pound kazandım.
Karım erken 1500 gramlık bir bebek kız doğurdu.
Bu sistem 1840'lara kadar işe yaradı.
İki yüzyıldan yaşlı kaplumbağalar var.
500 Yen ödünç verebilir misiniz?
Benim bin dolarlık seyahat çeklerim ve beş yüz dolar nakitim var.
tek bir devlet ilan etmek amacıyla mütevazı kıyı kentlerini birleştirmeye
Onlar yaklaşık beş yüz yıl önce Peru'da imparatorluklarını kurdular.
II. Dünya savaşı 1945'te sona erdi.
izledi . Sonra komşu ülkelere , yani Singapur, Bangladeş ve Hindistan'a
- Barınaksız yüz binden fazla evsiz sivile ek olarak
Araplar ve dünya üzerinde sonsuza kadar parlak bir iz bıraktı
yıl sonra Koreli şirket Daewoo, beş yüz milyon Euro'nun üzerinde bir maliyetle liman için
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
Sizden üç yüz dolar ödünç alıp alamayacağımı merak ediyordum. Gelecek pazartesi size geri ödeyebilirim.
mafyanın eline 3 kuruşlarını bile kaptıran halkın kurtarıcısı yine mafya olacaktı
Kitabı bana 500 yene satar mısın?