Examples of using "Gewachsen" in a sentence and their turkish translations:
Google bu şekilde büyüdü de büyüdü.
Tom büyüdü.
Onun dengi değilim.
O, iş için uygun değil.
Onu yapacak halim yok.
Bu benim fikrimdi.
Görev beni aşar.
Et pürüzsüz ve yumuşak.
Bitki azar azar büyüdü.
O, bu yıl üç santimetre uzadı.
- Ölüme çare yok.
- Ölümün ilacı yok.
Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.
Acımasız rekabet karşısında, bizim iş hayatta kalmakta başarısız oldu.
ve biz o kısma çok zor yetiştik
Biz büyüttük aslında bunu,bizler sayesinde buralara geldi.
Boston son on yılda hızlı büyüdü.
Japon ekonomisi geçen yıl %4 büyüdü.
Çim yetişmeden önce at ölür.
Oğlum geçen yıl beş inç büyüdü.
İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
büyüdüğün çevre senin karakterini belirler
Ağaç çok uzadı.
"Ama nasıl bu kadar çabuk büyüdün?" "O bir sır!"
O, onu halledebileceği hususunda kendini ikna etmeye çalışıyor.
"Mareşal Suchet, son görüşmemizden bu yana çok büyüdün!" İmparator
Japon ekonomisi geçen yıl %4 büyüdü.