Examples of using "Tropfen" in a sentence and their turkish translations:
Bir sürahi damla damla doldurur.
Suyun damladığını duyabiliyorum.
Damlayan su taşı deler.
Son damlasına kadar içtim.
Sadece birkaç damla yağmur düştü.
Bu devede bir kulak.
Bu, bardağı taşıran son damla.
Borudan suyun damladığını duyabilirsin.
O sadece kovadaki bir damladır.
ve virüsü taşıyan da bu damlacıklardır.
yine de çok geç kalınmış olur.
Bir damla zehir 160 insanı öldürmeye yeter.
Bu, okyanusta sadece bir damla.
Bu, bardağı taşıran son damla.
Bildiğimiz bir damla, bilmediğimiz bir okyanus.
Babam içmeyi bıraktı.
Lütfen musluğu kapatın. Damlama sinirlerimi bozuyor.
Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
Bir damlacık havada süzülür ve sonra buharlaşırsa bu virüsün bir süreliğine
Ama eğer ikinizde damlacıkların yayılımını engellemek için maske takarsanız
İkiz kız kardeşler bir zarftaki iki bezelye kadar benziyorlar.
O, bardağı taşıran son damladır.
Kısa bir sağanaktan sonra su damlaları ağaç yapraklarında parlıyordu