Examples of using "Versäumte" in a sentence and their turkish translations:
ancak Napolyon ile meseleyi çözemedi.
O, o hafta babasına yazamadı.
Cuma günü meslektaşım beni sohbete tuttu, bu yüzden toplantıyı kaçırdım.
Kendisini Beatles dinlemeye öylesine kaptırmıştı ki onunla olan randevusunu kaçırdı.