Examples of using "Hajdani" in a sentence and their turkish translations:
Bunu, bürokrasiyi olduğu gibi dijitalleştirerek yapmadık.
- O, kendi gölgesinden başka bir şey değildi.
- Eski hâlinden eser kalmamıştı.
- İyice çaptan düşmüştü.
- Eski halinin yerinde yeller esiyordu.